Temel SAĞIROĞLU
04.10.2022
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütün alanlarda başörtü özgürlüğünü yasal teminat altına alma çağrısını rezaletin son perdesi olarak ilan ediyorum.
Bu durum Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasasının 174. Maddesine aykırı davranmak demektir.
Bu tavır Atatürk inkılaplarına ihanet demektir.
Bu açıklama iktidar ve saltanata ulaşmak adına varoluş nedeniniz olan ilkelerinizden vazgeçmek, şahsi menfaatleri uğruna her yolu mubah gören mevcut iktidardan aslında hiçbir farkınızın olmadığının itirafı demektir.
Bu eylem Türkiye Cumhuriyeti devletinin yönünü Ortadoğu bataklığına çevirmenin ilk adımı, kara çarşaf, burka, peçe gibi çağdışı kıyafetleri yasal hale getirmenin ön hazırlık aşamasıdır.
Bugünden itibaren size verdiğim tüm desteği geri çekiyorum Sayın Kemal Kılıçdaroğlu
Bu ülkede başörtüsü yasağı yoktur. Aslında hiçbir zaman da olmadı.
Kılık kıyafet kanunu çıktığı günden itibaren kamu kurum ve kuruluşlarında uygulandı. Bugün itibarıyla olmaması gereken Hukuk, asayiş, sağlık ve eğitim kurumlarında dahi serbest bir şekilde kullanılıyor.
Bunu kanuna dönüştürmeye çalışmak bir ileri adım atmaya zemin hazırlamaktır.
Bir ileri adımı ise, kara çarşaf, burka, peçe ve cübbedir.
Kimse saçma sapan fikirlerle savunma yapmak aczi yetine de düşmesin
AKP ve MHP bu kanuna karşı çıkarsa oy oranları falan artmaz. Kararsız seçmen CHP nin kapısını çalmaz.
Kabul ettikleri takdirde de şeriat yönetiminin ilk tohumları filizlenmiş olur.
Kamu kurumları ve üniversitelere başörtüsü ile girilemediği yıllarda o öğrencilere en büyük desteği sol kesim yani bizler verdik. Onlarla birlikte protesto edip, dayak yedik, gözaltına alındık, ellerimiz arkadan kelepçelenerek tutuklandık.
15 yıl sonra bugün o kamu kurum ve üniversitelere başörtüsü takmıyor diye bizim çocuklarımız giremez oldu.
Halen daha “bu karar uygundur” diyenlerin hafıza sorunlarını gidermelerini diliyorum.
