HAKSIZLIKLAR KARŞISINDA SUSMAK, DİLSİZ ŞEYTAN OLMAKTIR  

Erdem GÜNALP

5.Nisan.2024 

Değerli yoldaşlarım ;                                                                                                                         

Ülkemizin içinden geçtiği 31 Mart mahalli idareler seçim sürecinde sistem partilerini kayıkçı döğüşünü, ellinin tersiyle geri çevirerek, tabanda birlik hareketinin hayat bulmasının yolunu, sağlayarak iyi ir sınav verdi, iktidar partisi AKP’ye kırmızı kartı gösterdi.

Özellikle yıllarca çalışarak emekli olduktan sonra emeğinin karşılığını alamayan emekçiler açlığın yoksulluğun en derin acılarını yaşamanın yanında, ev kiralarının 15 bin liradan başladığını bildikleri halde saray iktidarının en düşük emekli aylığının 10 bin lira ile sınırlandırılması demek, emeklilerin yaşamlarını hiçe saymak demektir.

Daha açık bir ifadeyle ölen ölsün kalan sağlar bizimdir söyleminden başka bir şey değildir.

ÇÜNKÜ EMEKLİLERE KAYNAK YOK.

Ama Milletin anasına söven yandaş Mehmet Cengiz’in beş yüz milyonluk vergi borcunu bir kalemde silecek kadar cömert davranarak, emekliler için para bulamayanlar yandaşların kasalarına milyonlar aktarabiliyorlar.

Demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden, yargının bağımsızlığından yana olan emekçi halklar son seçimlerdeki o ilkeli ve onurlu dik duruşunuzu gösterdiğinizde kimsenin sizlerin istem ve taleplerinize kulak tıkayamaz, devlete yük olduğunuzu söyleyemez, söylerlerse demokratik haklarınızı kullanarak kendilerini geldikleri yere gönderirsiniz.

Emekli ve çalışan emekçi yoldaşlarım, iktidar gücünü kullananların karşısında, güçlü olmanın yolu örgütsel birlikten, tek ses tek yürek olmaktan geçiyor, bunun olmazsa olmaz ön koşulu sarı sendikalarda değil!

Emeği savunan sınıf sendikalarında örgütlenmek, emek mücadelemize devam ederken, emeğimizi sömürenlere gerekli dersi vermektir.

Üreten bizleriz, yönetende bizler olacağız diyebilmek. Ellerimizin titremesine değil, ellerimizin örgütsel birleşmesine dünden daha büyük ihtiyacımız olduğunu para babalarına hissettirmek.

31 Mart seçimleri bizlere bir şey daha hatırlattı, geçmişte seçimler yapıldığında seçilen belediye başkanları hukuki olarak hiçbir gerekçe gösterilmeden, İktidar tarafından ötekileştirilerek kayyumlar atayarak milletin iradesi gasp edildiğini hepimiz biliyoruz.

Muhalefet partileri haksızlık karşısında ortak ses çıkaramadıkları için iktidar anlamsız iftiralarla, yargı kararı olmadan, devlet gücünü kullanalar, kendilerinden olmayan seçilen belediye başkanlarını ceza evlerine gönderildi.

31.Mart 2024 yerel seçimlerinde Van belediye başkanlığını yüzde 55 oy alarak Dem Partisinden belediye başkanı seçilen Abdullah Zeydan başkanlığını yargı yolunu dolanarak gerekçesiz bir şekilde gasp edilmek istendi.

Bu haksızlık karşısında ülkemizin farklı şehirlerdeki halkların haksızlık karşısında demokratik onurlu direnişi ve muhalefet partilerini ortak hareketi iktidara geri adım attırmak zorunda kalarak, AKP adayı yüzde 27 oy alan kişiden mazbatayı geri alarak Abdullah Zeydan’a iade edildi.

Ülkesinin bağımsızlığından yana olan tüm ezilen halkların, işçilerin, köylülerin, ötekileştirilen tüm halkların, öncelikli görevi birleşe birleşe büyüyerek, iktidarların kural tanımaz yönetimlerine karşı, haksızlıklar karşısında tüm muhalefet güçlerinin katılımı ile tabanda birlik hareketinin kalıcı olmasını yürekten diliyorum.

Ülkemiz ekonomik krizin son perdesini yaşıyor, sanki mahalle bakkalını iflastan kurtaracaklarmış gibi halkın yastık altındaki birikimlerin yani dolarlarını, altınlarını bozdurmalarını istiyorlar.

Halkın pazarda harcayacak parası yok, ekmek alacak parası yok, domatesin kilosu olmuş yüz lira, bir dilim peynir 120 lira bir kilo kıyma 550 lira, kirasını ödeyemiyor, iktidar olarak görmüyorsun duymuyorsun, kalkmışsın halka promosyon masalları ile dalga geçiyorsun.

22 yıldır ülkeyi yönetenler ülkenin ekonomik krizde olduğunu bal gibi biliyorlar, 1999 yılından beri toplanan deprem vergileri nerede diye sorulduğunda şu anki maliye bakanı Mehmet Şimşek ne demişti hatırlayın YOLLARIN YAPIMINDA KULLANDIK DEMEDİ Mİ?

Halkın açlıktan nefesi kokuyor, nereden bulsun doları. Hele o ayakkabı kutularınızdaki dolarlarınızı Eurolarınızı, evlerinize yığdığınız kalan otuz milyar Eurolarınızı bir bozdurun bir görelim.

Bakalım el mi yaman, bey mi yaman! Bizlerde görelim

Devletin ekonomisini 22 yılda krizin batağına saplayanların, ülkemizi bu ekonomik krizden çıkarma şanslarının olduğunu düşünmüyorum.

Haslarla naslarla gözlerin ışıldaması ile dört ay yatıp kalkmakla ekonomik krizi çözeceğim diyenler, şimdi nerelerdeler bilemiyorum. Ama, bu ekonomik krizin derinleşerek devam edeceğini biliyorum. Son mahalli seçimlerde bunun tuzu biberi olduğunu düşünenlerdenim.

Güneşin batımını göremeyenler, yaşam yeteneğini kaybedenler, asla yaşayamazlar tarihin kara sayfalarında yok olup giderler.

Yoldaşlarım asla umutlarımızı yitirip karanlığa savrulmak yok, aynı gökyüzü altında ortak bir direniştir yaşamak. Çünkü haksızlıklar karşısında susmak, dilsiz şeytan olmaktır.

Direne direne kazanacağız.

Erdem Günalp

Bir yanıt yazın

Başa Dön