Erdem GÜNALP
30.03.2024
İstanbul Rantını 24 yıl nede tatlı gelmiş ki, bir kişiye karşı devletin başkanlığından tutun devletin bakanları işi gücü bırakmış devletin tüm araç gereçlerini kullanarak İstanbul’da seçim çalışmaları yaparak kendi adayları Murat kurum için oy toplamaya çalışıyorlar.
Bakanlar atanmış devlet memurudur, seçim çalışmalarına katılmaları yasa gereği suç olduğu hepimizce malum.
O halde bu çalışmaları yarın devletin farklı kurumlarda çalışan devlet memurları yaptığında, kim o memurları bunu yapamazsınız diyebilecek? Hiç kimse.
Benim bakanım, benim memurum deme hakkının olduğunu düşünmüyorum çünkü kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan, halkın vergilerinden maaş alan herkes devlet memurudur.
Cumhurbaşkanı dahil halkın oyları ile seçimi kazandıktan sonra yüksek seçim kurulunun tarafından kendisi için hazırlanan mazbatasını alır, mecliste tarafsız olarak görev yapacağına dair yemin ettikten sonra, görevine başlar. Bu demektir ki seçimle göreve gelseler dahi devlet başkanı olarak görevini sürdürürler.
Kamu kurum ve kuruluşlarımda görevleri gereği farklı konumla da çalışmalarını sürdürürlerken tarafsız olması gerekirken, seçim dönemlerinde taraf olurlarsa burada yıpranacak olan kişiler olmaya bilir, ama devletin kurum ve kuruluşlarının gelecekte büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacağını kimse unutmasın.
Kanunları yapanlar, yaptıkları kanunlara uymuyorsa, devletin saygınlığına gölge düşmez m? O zaman vatandaştan ne bekleyebilirler.
Özellikle Ülkemizi yönetenler kendileri ile barışık olmadıklarını yaşayarak gördük görmeye devam edeceğiz, bu güzelim topraklarda seçim uğruna halklar arasında kin ve nefret tohumları ekmeye kimsenin hakkı olmasa gerek.
Yöneticiler halkıyla barışık olmak zorundadır, eğer bizler kendimizle barışık olmazsak güçlüden yana oluruz, gücün olduğu yerde barış olmaz adalet olmaz, paylaşım bölüşüm adil olmaz, daha da doğrusu insanlık olmaz.
Kimse şunu unutmasın, iktidarlar gelip gider kalıcı olan devlettir.
Erdem Günalp