ANAYASA SORUNUNDA ÇÖZÜM

CHP Manisa Eski MV, Milli Merkez Yönetim Kurulu Üyesi değerli Av. Şahin Mengü, partili CB R.T.Erdoğan’nın yeni anayasa değişikliğini gündeme getirmesinden sonra eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün anayasa sorunu ile ilgili görüşlerini ve çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaştı..

ANAYASA SORUNUNDA ÇÖZÜM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’nin tekrar yeni anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir.”  konusundaki sözleri üzerine eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, görüşünü iletti. Hem bir ilim Adamı ve hem de eski bir adalet Bakanı olan Sayın Türk’ün görüşlerini okuyucu ile paylaşmak istedim.

Sayın Türk  “Anayasa sorununun en basit çözüm yolu, yeni bir Anayasa yapmak değil; yeniden parlâmenter sisteme dönüşü  sağlayacak, bu amaçla 16 Nisan 2017 tarihinden önceki Anayasa metnini tekrar yürürlüğe koyacak bir  Anayasa değişikliği yapmaktır.”  Şeklindeki açıklaması :

    “Türkiye, 1876’da Kanun-i Esasî’nin ilânından bu yana 5 anayasa  ve bu anayasalarda çeşitli değişiklikler yaptı. 5. Anayasamız, 7 Kasım 1982 günü yapılan halkoylamasında % 91.27 oranında katılımla % 8.63  oranında  “Ret” oyuna karşılık % 91.37 oranında ‘Kabul’ oyu  verilen yürürlükteki Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’dır. Bu Anayasa’nın 70 maddesinde 6771 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler, 16 Nisan 2017 günü yapılan  halkoylamasında % 85.43 oranında katılımla %  48.59  oranında ‘Hayır’ oyuna karşılık % 51.41 oranında ‘Evet’ oyu ile kabul edildi.

16 Nisan 2017 halkoylamasının sonucu, Anayasa’nın 175. maddesinin VI. fıkrasına göre ‘kabul’ için yeterli olmakla birlikte;  yapılan değişiklikler konusunda geniş bir toplumsal mutabakat olmadığını göstermektedir. Olması beklenemezdi. Çünkü  6771 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler, Türkiye’nin zaman zaman kesintiye uğrasa da 1876’dan bu yana uygulamaya çalıştığı parlâmenter sistemden ayrılan, dünyanın başka hiçbir ülkesinde benzeri bulunmayan kendisine özgü bir alaturka başkanlık sistemi içinde bir tek adam yönetimi getirmiştir. ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ adı verilen, ama halk yönetimi demek olan, Anayasa’nın 1. maddesinde ‘Devletin şekli’ olarak belirlenen Cumhuriyet’le fazla bir ilgisi olmayan, 2. maddesinde belirtilen ‘demokratik …  hukuk devleti’ ilkeleriyle bağdaşmayan bu sistem, gerçek başkanlık sisteminin denetim ve denge mekanizmalarından yoksundur. 2017 yılındaki Anayasa değişikliklerinin yapılmasında 1. derecede etkili olan  Cum-hurbaşkanı Erdoğan’ın şimdi yeni anayasa tartışmasını açmasında bu saptamanın bir etkisi olup olmadığı bilinmemekle birlikte, Onun da yürürlükteki Anayasayı bir yenisini düşündürecek kadar sorunlu gördüğü anlaşılıyor.

Ancak Anayasa sorununun çözümü, yeni bir Anayasa yapmaktan çok, 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliklerinin en kısa zamanda yürürlükten kaldırılmasın-dadır. Bunun için en kestirme yol, Anayasa’nın 16 Nisan 2017 tarihine kadar yapılan değişiklikleriyle birlikte yürürlükte bulunan metnini tekrar yürürlüğe koyan ve 6771 sayılı Kanunla yapılan değişiklikleri yürürlükten kaldıran; bu amaçla çıkarılacak kanununun yürürlük tarihini ve halkoyuna sunulması hâlinde  tümüyle oylanacağını belirten 2 maddelik bir Anayasa değişikliği yapmaktır. Böyle bir değişiklik, yürütme yetki ve görevinin yeniden tarafsız Cumhurbaşkanı ve Meclisin güveniyle çalışan ve Meclise karşı siyasî sorumluluk taşıyan Bakanlar  Kurulu  tarafından kullanılmasını ve yerine getirilmesini, böylece yeniden parlâmenter sisteme dönüşü  sağlayacaktır.

Özetle Anayasa sorununun en basit çözüm yolu, yeni bir Anayasa yapmak değil; yeniden parlâmenter sisteme dönüşü  sağlayacak, bu amaçla 16 Nisan 2017 tarihinden önceki Anayasa metnini tekrar yürürlüğe koyacak bir  Anayasa değişikliği yapmaktır.”

Sayın Türk’ün bu açıklamalarına bende şöyle küçük bir katkıda bulunmak istiyorum, Baskıcı rejimler reform yapmazlar sadece yapıyor gibi yaparlar. Bu nedenle muhalefetin bu oyuna gelmemesi gerekir.

Ayrıca şu anda görevde bulunan Meclis, yeni bir Anayasa yapma hakkına sahip değildir. Sadece Anayasa’nın 175. Maddesine göre anayasa değişikliği yapabilir.

Muhalefet partilerinin bundan sonra dillendirmesi gereken konulardan biri de, Anayasa değişiklikleri için halk oyuna başvurulması durumunda da gerek katılımda ve gerekse kabulde basit çoğunluk değil vasıflı çoğunluğun aranması gerektiğidir.

Bir yanıt yazın

Başa Dön