2022 YILI ACILARIN DEĞİL SEVGİLERİN YILI OLSUN

Erdem GÜNALP

Değerli yoldaşlarım, canlarım, 2021 yılının kaygıların acıların, sıkıntıların, açlığın, yoksulluğun, işsizliğin, ekonomik sıkıntılarını yaşadığımız yılı geride bırakmayıp, 2021 yılının sıkıntılarını acılarını heybemizin bir gözüne, korana virüs illetini de heybemizin diğer gözlerine koyarak sırtımıza, yükleyerek yola devam.

Sistemin bizlere yüklediği bu ağırlığın altında nasıl kalkacağımızı kara kara düşünken, benim yürekten özlemim ” HAK VERİLMEZ ALINIR” ilkesini kendisine şiar olarak gören emekçilerin, tüm emek katmanlarının, özellikle sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların sistemin karşısına, teoride ve pratikte ilkeleri belirlenmiş örgütsel bütünlüğü sağlayarak ortak mücadeleden geçeceğini düşünüyorum.

Yoksa bu ağır yük, Dünya halklarını inim inim inletmeye devam ederken, bu acıların 2022 yılında da insanlığın yakasını bırakmayacağı gün gibi ortada.

Korana nedeniyle, 2021 yılında farklı ülkelerin ürettikleri aşıların Dünya’da ekonomisi güçlü ülkelerin halklarının aşılamasına büyük katkılar sağlarken, ekonomik olarak güçsüz Ülkelerin halkları da bu aşılardan yoksun bıraktığını yaşayarak görmekteyiz.

Yoksul ülkelerin halkları, işsizlikle yoksullukla, açlıklarla, yolsuzluklara, hırsızlıklarla, adam kayırmalarla boğuşurken, birde korana tehdidi altında ölüm kalım savaşı verdiklerini tarihe not düşmekte fayda var.

Yeni yeni varyantlar Dünya’yı kasıp kavurmaya devam ederken, üzülerek ifade etmeliyim ki; Farklı ülkelerin ürettikleri aşıların halkların üzerinde nasıl bir etki bırakacağı henüz netleşmiş değil. Netleşmiş olduğunu farz edelim, Dünya’daki ölümlerin hızlı adımlarla altı milyona koştuğunu hepimiz görüyoruz izliyoruz.

Çünkü! Bu aşıları üreten ilaç tekelleri parayı veren düdüğü çalar hesabıyla, yoksul mazlum halklar bu aşılara ulaşma şansları olmadığı gibi o ülkelerde yaşanan ölümlerin ne kadar olduğunu kimse bilmiyor. Neden derseniz? Dünya nüfusunu dizayn etmek büyük tekellerin asli görevleri içerisinde.

Özellikle ülkemizi, yirminci yılına girerek yönetenler kin ve nefret duyguları ile halklarını hala ayrıştırarak, kutuplaştırarak açlığı sefaleti halkına reva görmeye devam ettikleri yetmiyormuş gibi, birde Diyanetin başındaki zat kurumuna ayrılan bütçesi 16 milyar lira, on bakanlığın bütçesine eşit harcama yapacaksın, sonrada halkına ayrıştırıcı dilini her alanda kullanacaksın, sonrada fakir halka dönüp, ”FAKİRLİK TANRIYA AYKIN OLMAKTIR” diyerek halkla alay edeceksin.

Geçmişten halkına sunduğunuz demeçlerinizde, sokaklarda öldürülen kadınlarımıza ait bir demeciniz yok, yurtlarda, vakıflarda tacize tecavüze uğrayan çocuklarımız için bir demeciniz yok. Ama Baldız için var, üvey baba için var bu içeriksiz fetvalarınız belki sizleri değil ama bizlerde ağır yaralar açıyor.

Toplantılarınızı Devletin salonları dururken, Neden! lüks otellerin salonlarında ihtişamlı  toplantılar yaptığınıza da anlamış değilim. Sizlerde mi itibardan tasarruf olamaz diyorsunuz ama bu paranın halkın cebinde çıktığını unutmayın.

Benimde size bir tavsiyem, demeçleriniz hep geçmişten veriyorsunuz, o zaman Mercedes’ten ineceksin, deveye bineceksin bir görelim nasıl oluyormuş, belki, fakirlik nedir anlamış olursunuz.

İktidarlarını ayakta tutmak için Dünya’da savaşlardan beslenen hokkabazlar mazlum halkların acılarını kanıksamayan, acılarına sırtını çevirenler insan olma duygularını yitirmiş zavallı yaratıklar şunu unutmayın? Cehennem dediğin dal budak yoktur, herkes ateşini buradan götürür.

Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki; Bana dokunmayan yılanlar bin yıl yaşasın, sözlerini kendilerine kılavuz yapanlar, şunu unutmasınlar; Bu yılanların bir sonraki durağının sizler olacağını sakın unutmayın.

Ülkemizde iktidarın halkın üzerindeki baskıları, halkın üzerinde bir korku imparatorluğu yaratığınızın farkındayız. Geçmişte askeri cuntaların yapmış oldukları baskıları katlayarak halkına reva görenler, şunu unutmasınlar? Dünya’da bu baskıları ve korkuları yaratanlar tarihin kara sayfalarında kaybolup gittiler, hiçbir iktidar kalıcı değildir ve olmayacaktır.

Ülkemizde yaşanan bu haksızlığa hukuksuzluğa karşı çıkmanın yolu örgütsel bütünlükten geçtiğini düşünen, soran, sorgulayan, eleştiri ve öz eleştiri yapabilen sosyal demokratlar, sosyalistler, komünistler emekten yana olan tüm yoksul halklar yeni yıla girerken bütünlük içerisinde yol yürümek zorunluluğumuz vardır.

Gün birlik bütünlük günüdür. Hukukun, insan hak ve özgürlüklerinin yok edildiği bir yaşam, emeği ile yaşayan halklara zindandır. Örgütsel birlikte sevgi vardır, saygı vardır, güven vardır.

Unutmayalım ki; Dünyaya gelirken hiç birimizin annemizi, babamızı, cinsimizi, ırkımızı dinimizi dilimizi kimliğimizi seçme hakkımız yoktur. Ama! Ortak olduğumuz nokta sınıfsal olarak bulunduğumuz yerdir.

Çünkü! Yaşadığımız Evren’de as olunan onurlu bir şekilde yaşamaktır, el etek öpmeden, boyun eğmeden, teslim olmadan yaşamaktır.

Ülkemizde devletin imkanları ile yapılan yolları, köprüleri geçiş garantili, yapılan koca koca binaları, şehir hasta hanelerini hasta garantili olarak halktan topladıkları vergilerle yaptıklarını bu hizmetlerin karşılığında Devletten maaş alanların asli görevleri olduğunu unutmasınlar.

Bu hizmetleri halka bir lütufmuş gibi sunan haramzadeler, halkı açlığa, yoksulluğa, işsizliğe mahkûm ettikleri halde, oturdukları koltuklarından kalmak istemiyorlarsa, altlarında bir şeylerin biriktiğinden dolayı kalkamadıkları bir gerçek.

Temennim odur ki; 2022 yılı bağımsız yargının, bu haramzadelerin altlarındaki birikintileri kirliliğin hesabını soracağı günlerin yakın olmasını yürekten diliyorum.

Charles Darwin güzel bir sözü var; Sizleri cennet vaadi ile kandırıp açlığa yoksulluğa mahkûm edenlerin yaşamlarına bir bakın, bu Dünya’da cenneti yaşadıklarını göreceksiniz der.

2022 yılına kucak açarken, tüm halkların farklılıklarından kaynaklanan ırklarını, renklerini, dinlerini, dillerini, düşüncelerini ve kimliklerini bir zenginlik olarak koruyarak, sınıfsal bir bütünlük içerisinde hareket etmesi yüreklerimizdeki sesimiz olmalıdır. Zaman ayrışma zamanı değil, bütünleşme birlik olma zamanıdır.

2022 yılının Anaların gözyaşlarının akmadığı, sokaklarda kadınlarımızın, kızlarımızın öldürülmediği, çocuklarımıza taciz ve tecavüzlerin edilmediği, çocuk gelinlerin yasaklandığı ve özellikle Korona virüs salgının son bulacağı bir yıl özlemimle sizlere sevgilerimi saygılarımı gönderiyorum..

.

Tüm dostlarımın, canlarımın, yoldaşlarımın 2022 yılını yüreğimden gelen sevgimle kutluyorum, doğanın filizlenip sevgi tomurcuklarının yeryüzüne dal budak salmasını yürekten diliyorum.

2022 yılı ACILARIN DEĞİL, SEVGİLERİN YILI olması özlemimle. Dostlarım yüreğinizden sevginizi, yüzünüzden tebessümünüzü eksik etmeyin.

Çünkü SEVGİ parayla satılmıyor BEDAVA unutmayın.

Erdem Günalp

29.12.2021

Bir yanıt yazın

Başa Dön