1 KASIM HARF DEVRİMİ

Mehmet Emin HAZAR

Mardin DSP Eski İl Başkanı

Osmanlı döneminde kullanılan Arap harflerinin, Türkçeyi geriletmesi nedeniyle, Latin harflerine ekleme ve çıkarmalarla ses uyumumuza uygun yeni harfler türetilerek yapılan değişikliğe harf devrimi denir.

Tarihte onca devlet kuran Türkler, yaşadıkları topraklarda birçok alfabe kullanmışlar. İslam’la beraber Farsça ve özellikle de Arapçanın etkisi altında girmişler. Zamanla Arapça Osmanlı aydınlarının dili olurken, Farsça Selçuklulardan itibaren edebiyat dili olarak yerleşmiş.

Tanzimatçıların uğraşı ve matbaanın kullanılışı, bundan 150 yıl öncesine kadarki, harf değişim girişimleri sancılı geçmiş. İlk farklılık, Avrupa’da çocuk yaşta okuryazarlığa geçildiği, bizde ise Arap harflerinden kaynaklı okuma ve yazmada zorluk çekildiği yönünde görülmüş. Ayrıca Arap harekesiz yazılımda, sözcük, okuma ve anlam farklılığı tespit edildiği için, Latin harf kullanımı bir gereklilik olarak önerilmiş.

Bir başka harf değişikliği fikri, Enver Paşanın askerlikte okuryazarlığı arttırmak ve mektup okumayı, yazmayı kolaylaştırmak için, bitişik yazıyı harfleri ayırmasıyla başlar. Daha sonra, toplanan İzmir İktisat Kongresinde değişiklik yeniden önerilir.  Ancak Kazım Karabekir’in karşı koymasıyla, beş yıl sonrasına ertelendi. Mustafa Kemal, öteden beri düşündüğü Latin harflerine geçişi, “Alfabe Komisyonu” ve “Dil Encümeni” gibi kurulları kurdurup çalışmaları tamamlayarak, harf devrimini gerçekleştirir.

Türk dili, Arap harfleriyle telaffuz edilmediği gibi, kullandığımız 29 harf dışındaki diğer Latin harfleriyle de uyumlu değildir. 8 ünlü harfe karşı, ünsüzler de 3’ten 8’e çıkarılmış. Böylece Arap harfleriyle zorlamalı ifade edilen yer ve cisim adları, ses uyumuna uygun şekilde doğru ve kolay yazılıp okunmaya başlanmış. Bu anlamda 29 harfin seçimi, isabetli olmuştur.

Latin harflerinin seçimiyle, sarayın kullandığı anlaşılmaz uyduruk Osmanlıca ile halkın kullandığı Türkçe arasındaki uyumsuzluk son buldu. Artık halkın konuştuğu dil, yaşamın her alanında hem lügat olarak, hem de söylemsel anlamda daha anlaşılır oldu. Arap Pers gibi bölge dillerinin etkisinde kalanlar, kibarlık ve nezakete uyumda zorlansalar da, akademik ve tartışma ortamlarında, duyumsanılır şekilde fark ortadan kalktı sayılır.

Harf devrimiyle, okuma ve yazma kolaylaşmış, karma Osmanlı kültürünün yerine, yeni inşa edilecek Türk kültür devriminin temel yapısının öğeleri oturtulmuş ve geliştirilmesine olanak sağlanmıştır. Bu sayede, ulusal değerleriyle yabancılaşan halk, özüyle buluşturulmuştur.

Mustafa Kemal’in ilk öğretmenliği, yeni harfleri tanıtmak için, İsmet İnönü’nün seçim bölgesine Malatya’ya birlikte gitmeleriyle başlamış. Kara tahtanın başına, ilk defa o zaman geçmiş. Yeni harflerin kolayca öğrenileceğine inandığı için, Millet Mekteplerini kurmuş ve okuma yazmayı yurt genelinde yaygınlaştırmış. Böylece köyde kentte kısa sürede manav, balıkçı, zanaatkâr ve toplumun diğer kesimlerinde okuryazarlık hızla yükselmiş. Halk az sayıdaki okumuşun, ayrıcalıklı nüfuzundan kurtarılmış. 

Harf devrimine karşı olanlar, dinin öğrenilmesi ve Kuran’ın Türkçeleştirilmesine de karşıdırlar. Onlar için Kuranı okumak yeterlidir. O nedenle Arap harflerini anlamsızca kutsuyorlar. Oysa tüm dünya Müslümanları kendi dillerinde okur ve ibadet ederler. O nedenle de batılılar bizden daha tutarlı ve bilinçli inananlardır. Ezanın ve hutbenin 17 yıl Türkçe okunmasını, gericiler dinsizlik olarak anlatıyorlar. Oysa asıl gerçek, halkın dinini öğrenmesinden duyulan korkudur.

Latin harflerine duyulan gereksinim, Sovyetler Birliğinin içindeki Türk devletlerinin aynı harfleri kullanmasıdır. Her ne kadar Stalin döneminde Türkler, 17 değişik Kril alfabesine zorlanmış olsa da, bağımsızlıklarını kazandıktan sonra, dil birliği çalışmasına yeniden başladılar.

Harf devrimiyle Türk dili Farsça ve Arapçanın etkisinden kurtuldu ve gelişmeye başladı. Okuryazarlık arttı. Yabancı diller kolayca öğrenildi. Birçok önemli eser Türkçeye çevrildi. Modern, yüzü uygarlığa dönük, çağdaş bir ülke doğdu. Üniversiteler fabrikalar kuruldu. Birçok alanda nitelikli insan yetişti.

Harf devrimi, öğrenmenin ve bilinçlenmenin yolunu açtı. Devrimler cumhuriyetin temeli, yurtseverliğin namusudur.

Onları sahiplenmek ülküsünde,  buluşmak dileğiyle ve saygıyla.

31.10.2020

Bir yanıt yazın

Başa Dön