
Erdem GÜNALP
16.10.2022
Değerli yol arkadaşlarım, Madencilik işkolu Dünyada ve Türkiye’de en ağır çalışma koşullarının yaşandığı bir işkolu. Günlük çalışma saatleri için metrelerce indiğiniz ocaklarda dizlerinin üzerine sekiz saat durmaksızın madene vurduğun her kazma sesi, yavrularına kazandığın bir lokma ekmek için verdiğin onurlu mücadelenin sesini unutmak mümkün mü?
Ama üzülerek ifade etmeliyim ki, yaşadığın bu ağır iş koşulları ülkemizi yönetenlerin hala farkında olduklarını düşünmüyorum, en yetkili ağızlardan duyduklarımız bizlerin yüreklerini ağzına getiriyor.
Ne diyorlar? Maden iş kolunun fıtratında bu gibi facialar yaşanabilir diyerek, yıllardan beri milletin gazını almaya çalışıyorlar.
Yıllardır dile getirdiğimiz işyerlerinde iş sağlığı ve iş güvenliği hiçbir zaman gerekli itina gösterildiğini düşünmüyorum.
Neden ocaklarda yaşam odaları inşa edilmiyor, mazeret hemen hazır çok pahalı olduğunu söylüyorlar, insan yaşamına daha kıymetli, daha değerli ne olabilir? Ekonomik zararlar zaman içerisinde telafi edilebilir, ama sonsuzluğa uğurladığımız canlarımızı bir daha geri getirmeyiz.
Devletin öncelikli görevi iş güvenliği yasasının işyerlerinde harfiyen uygulanmasını sağlamaktır, iş güvenliği müfettişlerini İşçi ve işveren sendikaları haricinde tarafsız ve bağımsız kişilerden oluşan bir iş müfettişleri yasası çıkarılmalı mimarlar ve mühendis odaları gibi bağımsız çalışmalarını yürütmelidir.
Yoksa Soma’da maden işçisine tekme atan danışmanları ödüllendirerek,
Yurtdışına ticari ateşe olarak göndermeye daha çok devam ederiz.
Dön Deli Gönül
Ne zaman bir maden kazası duysam
Yüzü kömür karası işçiler gelir gözümün önüne
Tekme yiyen işçiler
Soma’daki 301madenci
Yazmalı, yelekli madenci kadınlarının korku dolu umutlu bekleyişleri
En acısı da bir annenin;
“Oğlum yüzme bilmez ki” sözü dağlar yüreğimi,genzimi yanık kömür kokusu
Bartın yüreğe düşen kor ateş