Soner Yalçın
E-mail: syalcin@sozcu.com.tr
9 Ağustos 2015
Kesişen yollar: Öcalan ve Demirtaş
Kürt siyasi hareketinde bugün iki önemli politik figür var: Biri Abdullah Öcalan, diğeri Selahattin Demirtaş. Biri terör örgütünü diğeri siyasi partiyi temsil ediyor. Farklı noktalarda siyasete başlayan bu iki politik figür, bugün hangi noktada buluştu?..
Yıl, 1973…
Selahattin Demirtaş Elazığ Palulu. 10 Nisan’da dünyaya geldi.
Dedesi Mehmet Ali Kaya’nın isteğiyle nüfusa “Selahattin” diye yazdırıldı. Aile içinde ise “Eser” adıyla seslendi.
Babası Tahir, Köy Hizmetleri’nde tesisatçıydı.
Annesi Sadiye eve hanımıydı.
Yedi kardeştiler; dördü kız, üçü erkek; Nurettin, Selahattin, Nurcan, Aygül, Süleyman, Şadiye ve Bahar.
Zaza idiler; anne-babası kendi aralarında Zazaca; ama çocuklarıyla Türkçe konuşuyordu.
Geçirdiği zatürre az daha canını alacaktı…
Yıl, 1973…
24 yaşındaki Abdullah Öcalan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi idi.
Denizlerin idamdan kurtarılması için Aydınlıkçıların/Şafak bildirisini dağıtmaktan 6 ay hapis yatmıştı. O tarihte Kürt gençleri ikiye ayrılmıştı: milliyetçi Kürtler-solcu Kürtler! Öcalan solcu Kürt’tü; Türk sosyalistlerle yeni bir Bol-şevik devrimi hayalini kururken Kemal Burkay, Dr. Sıraç Bilgin gibi Kürtlerle de dirsek temasına girdi. Yakın çevresinde; Cemil Bayık, Duran Kalkan, Mazlum Doğan, Mustafa Karasu, Hayri Durmuş ve Kesire Yıldırım gibi isimler vardı.
Bahçelievler; 14. Sokak ile 17. Sokak’ın birleştiği apartman dairesinde ilk “komünü” bu arkadaşlarıyla kurdu. Giysiler, paralar ortaktı.
Ankara’da “Dersim Gecesi” düzenlediler ve ilk kez kendilerine iki tabanca aldılar!
Yıl, 1978…
Demirtaş Diyarbakır Suriçi’nde ilkokula yazıldı. Ağabeyi ve ablası da aynı okuldaydı. Çabuk incinen bir çocuktu. Kısa zamanda temizliği ve çalışkanlığıyla öğretmeninin gözüne girdi. Yılmaz Güney’e hayrandı.
Yıl, 1978…
Öcalan, Basın Yayın öğrencisi Kesire Yıldırım ile 24 Mayıs’ta evlendi. Kesire’nin babası Ali Yıldırım’ın istihbarat ajanı olması Öcalan ve Kesire hakkında hâlâ süren birçok rivayetlere sebep oldu. Keza… O tarihte polis ajanı Necati Kaya (pilot) ile tanıştı. Pilot’un Dikmen’deki evinde Güneydoğu’ya giderek örgüt kurma kararı aldı.
Ve Cemil Bayık, Suruç’taki bir kaçakçıdan ilk Kalaşnikof’u aldı. Ve 26 Kasım’da Lice Ziyaret (Fis) Köyü’nde 22 kişinin katılımıyla PKK kuruldu.
Yıl, 1984…
Demirtaş ortaokul öğrencisiydi; çalışkandı ve astsubay olmak istiyordu. Komşusu astsubaydı, ona özeniyordu.
Yıl, 1984…
12 Eylül askeri darbesinden hemen önce Suriye’ye kaçan Öcalan, Eruh ve Şemdinli baskınlarını yaptırdı. Astsubay Memiş Arıbaş ve Er Süleyman Aydın şehit oldu. Başbakan Turgut Özal baskını “üç-beş eşkıya” diye geçiştirdi. Ve PKK, o yıl ekim ayında biri yüzbaşı 21 Mehmetçik’i şehit etti.
Yıl, 1987…
Demirtaş lise öğrencisi idi. “Kürt diye etnik bir grup olduğunu lisede öğrendim” diyecekti. Annesinden-babasından gizlice Kürtçe müzik dinlemeye başladı. Arkadaşı Ulaş’tan bağlama çalmayı öğrendi.
Yıl, 1987…
Türk medyası Öcalan ve PKK’ya ilgi göstermeye başladı. Hadi Uluengin’den Mehmet Ali Birand’a kadar gazeteciler Bekaa’ya gidip röportajlar yaptı. Öcalan, kitle temeli kazanmak ve otorite kurmak için köylere saldırı emri verdi: 22 Ocak’ta Hakkâri’nin Ortabağ köyünde 8; 23 Ocak’ta Midyat’ta 10; 22 Şubat’ta Şırnak Taşdelen köyünde 14; 20 Haziran’da Mardin’in Ömerli ilçesinde 6’sı kadın, 16’sı çocuk 30; 8 Temmuz’da Şırnak’ta Pençenek köyünde 16; 9 Temmuz’da Midyat’ta 16’sı çocuk, 31; 18 Ağustos’ta Eruh Kılıçkaya köyünde 23; 10 Ekim’de Şırnak’ın Meşeiçi köyünde 13 köylü öldürüldü.
ÜNİVERSİTELİ SELO’NUN DAĞ MACERASI
Yıl, 1990…
Demirtaş liseyi bitirdi. Üniversiteyi kazanamadı. İkinci kez girdiğinde İzmir 9 Eylül Üniversitesi deniz işletmeciliği bölümünü kazandı. Hazırlığı ikinci yıl geçebildi.
Biri kız dört erkek arkadaşıyla müzik grubu kurdu. Adı “Komabelangaz” idi; yani “Grup Perişan!”
İlk kez gözaltına alındı. Sebep işletme fakültesi öğrencisi ağabeyi Nurettin Demirtaş’ın PKK gençlik örgütü üyesi olmasıydı. Ağabeyi tutuklandı.
Demirtaş, arkadaş çevresinden, “Herkes dağa giderken sen hâlâ okul mu okuyorsun?” diye “mahalle baskısı”yla karşılaştı.
Bocaladı…
Yazın üniversite tatil olduğunda Diyarbakır’a gelip tesisatçı dükkanı açan babasına yardım ediyordu. Bazı günler babasının çok sevdiği “çift camlardan ses gelmiyor” türküsünü söylerdi.
Yıl, 1990…
PKK, Cizre’de kadın ve çocuklara ilk serhildan/intifada/başkaldırı yaptırdı. Aynısı Nusaybin’de tekrarlandı. 21 Mart’ta tıp fakültesi öğrencisi Zekiye Alkan “Kürtlere yapılan baskıları” protesto için kendini yaktı. Amaç ayaklanma çıkarmaktı. Öyle ki, İstanbul Bakırköy’de eylem yapan 30-40 PKK’lının Çetinkaya Mağazası’na attıkları molotof kokteyli sonucunda çıkan yangında 7’si kadın, 1’i çocuk 11 kişi canını kaybeder. PKK terör eylemlerini her geçen yıl artırır:
Tatvan’da durdurdukları bir minibüsteki 13;
Silvan Yolaç Köyü’nde “Hizbullahçı” diye camide namaz kılan vatandaşları dışarı çıkararak 10;
Bingöl Genç’te çeşitli araçlardan indirdikleri 7;
Batman Kozluk’ta 4’ü köy korucusu 10;
Bitlis Cevizdalı köyüne düzenlenen baskında 30;
Bingöl Solhan’da bir otobüs durdurup 19;
Malazigirt Dedebağ köyüne yapılan saldırıda 12;
Mardin’de bir minibüse kurulan pusu sonucu 4 kişiyi öldürdü.
Yıl, 1993…
Demirtaş Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Bu okulu tercih etmesinin sebebi, 22 yıla mahkum edilen ağabeyi Nurettin’e avukat bulamamalarıydı. Yeni evi, Ankara İlker semti oldu. Okula yürüyerek giderken yolunun üzerindeki TBMM binasına bir gün bile bakıp “bir gün milletvekili olacağım” diye düşünmedi.
Yıl, 1993…
Cumhurbaşkanı Özal’ın, Barzani ve Talabani ile görüşmeleri sonucu Öcalan, takım elbise giyip (kravatı Türkiye’den bir gazeteci getirmişti) basının önüne çıktı. Ateşkes ilan etti. Amacı PKK’yı meşru bir parti haline getirmekti. Ve Özal öldükten 40 gün sonra PKK, 32 silahsız Mehmetçik’i kurşuna dizerek ateşkesi bozdu. Ardından çatışmalar başladı. DEP kapatıldı. Milletvekili Mehmet Sincar öldürüldü; Leyla Zana gibi milletvekilleri cezaevine atıldı.
Yıl, 1995…
Demirtaş dağa çıkıp PKK’ya katılmaya karar verdi. Fakat… Demirtaş’ı dağa götürecek kuryeler yakalandı. Tesadüfler sonucu 15 gün Diyarbakır’da gözaltına alınmakla kurtuldu.
Yıl, 1995…
Sınır ötesi operasyonda 300’e yakın PKK’lı öldürüldü. Çatışmalarda 11 Mehmetçik şehit oldu. Başbakan Erbakan’ın aracıları sayesinde PKK tek taraflı ateşkes ilan etti. PKK 5. Kongresi’nde parti bayrağındaki orak çekiç kaldırıldı.
Sürgünde Kürt Parlamentosu kuruldu. Ateşkes kısa sürdü. PKK’da intihar saldırıları dönemi başladı. Öğretmenler başta olmak üzere kamu çalışanı siviller hedef alındı. Kuzey Irak’a 60 bin askerle sınır ötesi operasyon yapıldı. Genelkurmay’ın açıklamasına göre bin 200 PKK’lı öldürüldü.
Yıl, 1999…
Demirtaş Diyarbakır’da avukatlık yapmaya başladı. Siyasi tutukluların avukatlığını üstlendi. Başında Osman Baydemir’in bulunduğu İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’ne üye oldu. İHD, Silopi HADEP İlçe Başkanı Serdar Tanış ile Yardımcısı Ebubekir Deniz’in karakolda kaybolması olayına bakmasını istedi. Faili meçhul kayıpların-cinayetlerin bulunması için kendisine en çok yardımcı olan kişi, İdil Savcısı İlhan Cihaner idi…
Yıl, 1999…
Öcalan yakalandı. Türkiye’ye getirilip İmralı Cezaevi’ne konuldu. Dokuz duruşma sonucu idam cezasına çaptırıldı. PKK, saldırmazlık kararı aldı ve Türkiye’den çekilmeye başladı. Öcalan’ın çağrısıyla sekiz PKK’lı teslim oldu. Bu arada cezaevlerinde -örneğin Mehmet Can Yüce gibi- kimi PKK’lılar, Öcalan’ın liderliğini sorgulamaya başladı.
EŞBAŞKANLIK AĞABEYİNDEN “MİRAS”
Yıl 2002…
Demirtaş evlendi. Eşi Başak çocukluk aşkıydı. Diyarbakır’da aynı mahallenin çocuklarıydılar. Davullu-zurnalı bir düğünle evlendiler; gelin ve damadın üzerinde yerel kıyafetler vardı. Balayına gitmediler. Başak Demirtaş, Diyarbakır Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunuydu; öğretmenlik yapıyordu. İlk kızlarının adını Kürtçe “Değerli” anlamına gelen “Delal” koydular…
Yıl, 2002…
DSP, MHP, ANAP koalisyon hükümeti idam cezasını kaldırdı. Öcalan’ın cezası ağırlaştırılmış müebbet oldu. Artık bir tek kurşun atmayan PKK, “Serhildan/Başkaldırı Partisi“ni kurdu. Öcalan, “Acil Çözüm Bildirisi”ni açıkladı; “silah nihai çözüm değildir” dedi.
Yıl, 2006…
Demirtaş Diyarbakır İHD Şube Başkanlığı’nı üstlendi. Kısa dönem askerliğe gitti.
Döndükten sonra kuzeni Sedat Demirtaş ve kardeşi Aysel Demirtaş ile birlikte avukatlık bürosu açtı.
Roj tv’deki tartışma programına telefonla katılan Demirtaş, hapiste bulunan Öcalan için “Kürt sorununun çözümünde rolünün değerlendirilmesi gerekir” dediğinden hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından terör örgütü propagandası yapmak suçlamasıyla soruşturma açıldı ve 1 yıl ceza aldı. Mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vererek, Demirtaş’ın 5 yıl boyunca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasını kararlaştırdı.
Bu arada… 12.5 yıl hapis yatan ağabeyi Nurettin Demirtaş, Demokratik Toplum Partisi (DTP) eş genel başkanı seçildi. Seçim barajını geçemeyeceğini düşünen DTP adaylarını bağımsızlar listesinden gösterdi. Selahattin Demirtaş, Diyarbakır bağımsız milletvekili seçildi. Ve aynı yıl, ikinci kızı Kürtçe “yürekten gelen” anlamındaki “Dılda” doğdu.
Yıl, 2006…
Geçen yıl silaha sarılıp 20 kişiyi katleden PKK, bu yıl da 41 kişiyi öldürdü. En acısı Diyarbakır Koşuyolu Parkı’ndaki patlamada 7’si çocuk 10 kişi ölmesiydi. Amerikalıların PKK ile görüşme yapıp silah vermelerinin ortaya çıkmasına rağmen AKP Hükümeti bir şey yapamadı. MİT Müsteşarı Emre Taner, İmralı Adası’ndaki Öcalan ile “çözüm” görüşmelerine başladı…
Yıl, 2010…
Anayasa Mahkemesi’nin “eylemleri yanında, terör örgütüyle olan bağlantıları da değerlendirildiğinde, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiği” gerekçesi ile DTP’yi kapatacağı anlaşılınca, Selahattin Demirtaş, Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) eş genel başkanı oldu. Bir yıl sonra yapılan genel seçimde Hakkari’den bağımsız milletvekili seçildi.
Yıl, 2010…
PKK geçen yıl yerel seçimde olduğu gibi 12 Eylül referandumunda da ateşkes ilan etti. AKP’li Beşir Atalay koordinatörlüğünde “açılım” süreci başladı. Fakat PKK kanlı eylemlerini sürdürmeye başladı. Örneğin… Hakkari bölgesinde 25 Mehmetçik’i şehit etti.
Yıl, 2014…
Demirtaş, -daha geniş tabanlı bir siyasi oluşum amacıyla- BDP kapatılarak yerine kurulan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eş genel başkanı seçildi. 10 Ağustos’taki cumhurbaşkanlığı seçiminde partisinin adayı oldu. Kamuoyunda tanınırlığı arttı. Aldığı yüzde 9.7 oy oranıyla herkesi şaşırttı.
Öcalan ile görüşmeler yapan “İmralı Heyeti”nde yer almaya başladı.
Yıl, 2014…
Öcalan ve MİT işbirliğiyle yürütülen “açılım”, “İmralı süreci”, “çözüm süreci” her tıkandığında PKK silaha sarıldı, kan akıttı. IŞİD’in Ayn El Arap saldırısını -Türkiye’nin iç meselesi haline getiren- PKK’lılar ikisi polis 34 kişinin ölümüne neden oldu.
Yıl, 2015…
Demirtaş’ın eş genel başkanı olduğu HDP genel seçimde yüzde 13.1 oyla 80 milletvekili çıkardı. Demirtaş bu kez İstanbul’dan milletvekili seçildi.
Yıl, 2015…
PKK, Suruç katliamını sebep göstererek kan akıtmaya başladı. Öcalan kendini ziyaret eden HDP heyetine, “Bu gidişatı önleyemeyen herkes sorumludur; çözüm süreci de bu noktaya gelmemeliydi” dedi.
BUGÜN…
Selahattin Demirtaş 46 yaşında.
Abdullah Öcalan 66 yaşında.
PKK yarım asırdır kan döküyor ve dökmeye devam ediyor.
Peki…
Gelinen son noktada; Demirtaş ve Öcalan mücadelelerini birbirlerine benzeyerek sürdürmüyor mu?
Eğer, üniversiteli Demirtaş dağa çıksaydı, PKK’lı Öcalan olacaktı!
Oysa, Öcalan dağdan indirildi ve şimdi Demirtaş olma yolunda ilerliyor!
Kısaca ikisi de bugün, Kandil’e mesafeli değil mi?..
Evet:
Demirtaş yanına Öcalan’ı alıp, PKK terörünü durdurabilecek mi?
Yoksa, bu kanlı kısır döngü sürüp gidecek mi?