KERBELA KATLİAMI VE AYNI DÖNEM TÜRK KATLİAMLARI

Hüseyin EKİCİ

08.07.2024

Bu katliamların bilineni ve dini yönden önem arz edeni 10 Ekim 680’de, bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbelâ şehrinde, Hz. Muhammed’in kızı Hz Fatma ve İslam Halifesi Hz Aliden olma torunu İmam Hüseyin’e bağlı 72 kişilik ailesine karşı Emevi halifesi I. Yezid’in ordusu arasında cereyan etmiştir. İmam Hüseyin ve kafilesindeki herkes hem aç susuz bırakılmış ve hem de öldürülmüştür.

Aynı dönemlere denk gelen yaklaşık 70 yıl süren Arapların Türk Katliamlarından, yağmalamalarından, kadınların cariye ve köle olarak alınıp/satılmalarını İslam adına caiz gören yakıp, yıkan vahşetinden alınıp satılan Türklerden hiç bahsedilmez.  Bunlardan iki önemli katliamı konumuza aldık.

CURCAN VE TALKAN KATLİAMLARI

Kerbela Olayı başlamadan 2. ci Halife Ömer (23 Ağustos 634 tarihinde sünni İslama göre Râşidîn Halifeliği‘nin ikinci hâlifesi oldu ve bu görevi, öldürüldüğü yıl olan 644’e kadar sürdürdü.)

3.Halife Osman (644 yılından 656’daki öldürülmesine kadar, 12 yıl boyunca halifelik yapmıştır), Bu iki halife zamanında Türkler üzerine akınlar düzenlenmiştir. (Şii Müslümanlar ilk üç halifenin yönetimini meşru görmezler. Şia’da Raşidin Halifeliği terimi kullanılmaz.)

Bu yağmalama olayları ayrı bir konu başlığında anlatılmalıdır. Şimdi konumuz Kerbela da şehit edilen 72 kişilik Hz. Hüseyin ve ailesinin katliamı ile Türk Tarihimizde arada kaynayan, ya da unutturulmak istenilen Arapların Türk Katliamlarıdır.

Arapların Türk katliamlarının hepsini buraya almak mümkün değildir. O ayrı bir tarih ve yazı konusudur. Buradan okuyacağınız tarihi kaynaklara dayalı bilgilerdir.

ALEVİ İNANÇLI TÜRKLERİN AĞIDI VE KERBELA

Türklerin ozan geleneğinde mersiyeler okuyup ağıt yakan Oğuz diye anlatılan Ozan ve Aşıklar gerçek anlamda İran Fars Kültüründen esinlenerek Kerbela Şehitlerine ağıtlar yakarak, oruç tutup 12 gün yas tutarlar.

Aynı Türkmen Aleviler kendi atalarının katledildiği aynı dönemlere ait katliamlarına maruz kaldıkları Araplara karşı nefret duygularını anlatan bir ağıt veya haykırışı sinelerine gömmüşler. Tüm acılarını İmam Hüseyin ve 72 Kerbela şehitlerinde birleştirmişler.

Aynı Türkler katledilen kardeşleri ve cariye ya da esir olarak alınan yüzbinlerce Türk Kadınlarının akıbetini neden sorgulamazlar onları hiç anmazlar.  

Ortak düşman olarak YEZİTE LANET OLSUN diyerek beddua ederler o kadar.

 KERBELA OLAYI VEYA KERBELA SAVAŞI YA DA KERBELA KATLİAMI

Kısaca özetlersek;

10 Ekim 680’de, bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbelâ şehrinde, Hz. Muhammed’in kızı Hz Fatma ve İslam Halifesi Hz Aliden olma torunu İmam Hüseyin’e bağlı 72 kişilik ailesine karşı Emevi halifesi I. Yezid’in ordusu arasında cereyan etmiştir. İmam Hüseyin ve kafilesindeki herkes hem aç susuz bırakılmış ve hem de öldürülmüştür.

Türk Milletine öğretilen ise İslam Dinine zarar gelmesin diye Arapların katliamlarını öğretmemeleridir.

“Muaviye öldükten sonra yerine söz verildiği gibi Hz. Hüseyin değil, Muaviye’nin oğlu Yezid halife olarak geçmiştir. Fakat Yezid’in halifeliğine tepkiler oldukça fazla olmuştur. Çünkü halifenin babadan oğula değil seçimle gelmesi gerekiyordu ve Yezid’in halifeliği ile halifelik makamı saltanat usulüne çevrilmiş oluyordu. Yezit, halifelik makamına geçer geçmez iktidarını ve otoritesini sağlamlaştırmak maksadıyla Medine valisine, kendisine itaat etmeleri konusunda mektup yazmıştı. Diğer taraftan, Kûfe halkı ise Hz. Ali’ye sıkı sıkıya bağlı olduklarından Yezid’in halifeliğini tanımak istemediler. Ayrıca, Emeviler dönemi ile birlikte başkent, Şam’a taşınmıştı ve Kûfe’nin gelirlerinde de gözle görülür azalmalar yaşanmıştı. Tüm bu nedenlerden ötürü Kûfe halkı, Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hüseyin’e mektup yazarak kendisine bağlılıklarını bildirdiler ve onu Kûfe’ye davet ettiler. Hz. Hüseyin, kendisini Kûfe’de kalabalık bir grubun beklediğini düşündüğünden bu daveti kabul etti ve Kûfe’ye gitti.

Yanına ailesini de alarak Kûfe’ye giden Hz. Hüseyin’in ailesi (ordusu) ile Yezid’in ordusu Kerbela’da karşılaştı. Hz. Hüseyin’in ordusunda bulunan 72 adama karşılık, Yezid’in ordusunda 4500 kişi olduğundan bu mücadele, Hz. Hüseyin ve beraberindekilerin ölümüyle sonuçlandı. Hz. Hüseyin’in ailesi esir alındı ve kanlı bir şekilde biten bu olay, tarihe Kerbela Olayı (Katliamı) olarak geçti.

  1. TALKAN VE CUNCAN KATLİAMLARI VE ARAP MEZALİMİ

Talkan ve Curcan Katliamlarında 100.000 Türk katledilmiştir, bunun yanında 50 binden fazla Türk köle ve cariye olarak pazarlarda satılmıştır.

Hz. Muhammed’in ölümüyle birlikte İslam dininde iktidar hırsı ortaya çıktı.

Mezhep ayrımcılığını kesinlikle reddeden İslam dininin iktidar çatışmaları sebebi ile mezheplere ayrılması tamamen Arapların eseridir. Eflak Voyvodası Vlad, Curcan ve Talkan’da yaşanan acımasızlığı hayal dahi edemezdi. Ancak gel gör ki İslam’ı en doğru yaşayan, koruyan ve öğreten millet yine Türk’lerdir. Eğer Türkler Müslüman olmasaydı, İslamiyet bugün Arapların etnik dini olmaktan öteye gidemez, olsa olsa en fazla Hindistan’a kadar yayılırdı.

Tarihe en ağır ve en büyük soykırımlarından biri olarak geçen Talkan Katliamıdır.

Buhara’da yaşananlar diğer Türk Beyliklerinde de tesirini hissettirir. Sogd Meliki Neyzek Tarhan şehrinin yok olmaması için Emevi Komutan Kuteybe ile anlaşma yapar.

Anlaşmaya göre Tarhan haraç verecek ve tarafsız kalacaktır. Ancak bu tarafsızlık ve Türklerin bir araya gelememeleri Arapların işlerini kolaylaştırmış ve Türk beyliklerini istila edip talan etmişlerdir. İlk saldırıya uğrayan Kibac Hatun’a diğer beyliklerden yardım gelmeyince, o yardımı esirgeyenler de aynı kırımı yaşadı. Türkler örgütlü olmadığı için Arapların işleri kolaylaştı.

Neyzek Tarhan daha sonra Emevi Komutanı Kuteybe ile yaptığı anlaşmada yanlış yaptığını ve bu anlaşmanın kendisine hiçbir teminat getirmeyeceğini gördü. Üstelik diğer Türk Beylerini de aldattığını anladı. Tohoristan’a döndükten sonra diğer Türk beyliklerine bir mektup yazıp uyarmaya çalışır. İlk pozitif cevap Talkan Meliki Sehrek’den gelir.

Tarhan’ın düşüncelerini öğrenen Kuteybe, buna karşılık Belh şehrinde hazırlık yaparak, baharda büyük bir silahlı güç ile Talkan şehrine doğru yürür. O ana kadar bir direniş hazırlığı yapamayan Talkan şehri Meliki Sehrek, Kuteybe’nin gelişinden önce şehri terk eder.

Şehre hiç savaşmadan giren Kuteybe’nin adamları şehirde eli kılıç tutabilen ne kadar erkek varsa hepsini kılıçtan geçirirler. Bu kırım o vakte kadar yapılanların en büyüğüdür. Kuteybe bu kırımı diğer beyliklere ibret olması için yapar. Kuteybe’nin askerleri öldürebildikleri kadar öldürürler, geri kalanları da, Talkan yolu üzerindeki ağaçlara asarlar. Bu yolun 4 fersah (24 Kilometre.) mesafelik bölümü Türklerin ağaçlara asılan cesetleri ile doludur. Talkan katliamı tarihe, Arapların o güne kadar yaptıkları katliamların en büyüğü olarak geçmiştir. Halk, Müslüman Araplarla savaşmadığı halde, Kuteybe ve askerleri sırf diğerlerine örnek olsun diye 40.000 kadar kişiyi kılıçtan geçirmiş, ağaçlara asmıştır. Tüm bunlar sözde hep İslam adına yapılmıştır.

Kuteybe, Talkan katliamından sonra Suman’a girer. Erkeklerin çoğunu öldürterek, kadınlarını ve kızlarını cariye olarak alır. Daha sonra Kes ve Nesef’de aynı şeyleri yapar. 

Erkekler öldürülür, Türk kadın ve kızları utanç verici bir şekilde Araplara cariye olurlar. 

Tutsak kadınlar Arap Askerlerin yorgunluk eğlencesi olurlar. Daha sonra Faryab’a yönelir ve Faryab’ın teslim olmasını ister. Faryab halkı başlarına gelecekleri bildiklerinden teslim olmaya yanaşmazlar. Erkekleri kavga ederek can verirler. Tüm şehir yakılır. Araplar bu şehre yakılmış şehir manasında Muhtereka derler. Kuteybe, Faryab’dan sonra, Tarhan’ın çekildiği kale Bazgis’i kuşatır. 2 ay müddetle devamlı olarak buraya saldırır lakin bir netice alamaz.

KUTEYBE BÜTÜN KESİLEN BAŞLARI HACCAC’A GÖNDERDİ

Aynı zamanda kış yaklaşır. Kuteybe’nin kışın savaşacak gücü yoktur ancak, kale içindeki Türklerin de yiyecekleri bitmiştir. Her iki tarafta savaşın kendileri için kaybedildiğini düşünür. Kuteybe son olarak bir hileye baş vurur. Tarhan’ın yanına Muhammed bin Selim ismindeki adamını gönderir. Muhammed Bin Selim Tarhan’ın teslim olması halinde kendisine hiçbir şekilde zarar gelmeyeceği güvencesini verir. Kalenin açlık içinde olmasından dolayı Tarhan’ın Kuteybe’nin önerisini kabul etmesinden başka yapılacak bir şeyi yoktur. Komutanları ile görüşüp önerisini kabul ederler. Silahlarını teslim ederek kaleden çıkarlar. Tarhan kaleden çıkar çıkmaz yakalanır, çevresi hendek açılmış bir çadırda zincire vurulur.

Kuteybe aynı zamanda Tarhan’ı hemen öldürmez. Haccac’a haber göndererek ne yapacağını sorar. Haccac Tarhan için, “O bir Müslüman düşmanıdır hiç aman vermeden öldür” der. Kuteybe önce Tarhan’ın iki erkek çocuğunu, Tarhan’ın ve toplanan halkın gözü önünde öldürtür. Arkasından 700 kadar Türk savaşçısının başlarını gene Tarhan’ın ve halkın gözü önünde kestirir. Tarhan’ı da bizzat kendisi öldürür. Bütün kesilen başlar Haccac’a gönderilir.

Tarhan’ın öldürülmesinden sonra, Kuteybe, Aral Gölü’nün altında bulunan Harzem bölgesine yürür. Harzem’de Caygan ile Havarizat arasında taht dövüşü vardır. Kuteybe Caygan’la iş birliği yapar. Önce Havarizat ile çevresindekileri öldürtür. Arkasından Camhud melikini yenerek 4 bin civarında tutsak alırlar. Ancak, daha sonra bunlar Kuteybe’nin buyruğu üzerine öldürülürler.”

Zalim Kuteybe ile Zalim Haccac’ın anlaşmaları gereği bölgede öldürmedikleri Türk kalmaz. Kaçıp kurtulan Türkler ise Kuzey bölgesine doğru kaçarak kurtulurlar. Bu kurtulan Türkler ya Musevi dinini ya da Hristiyanlık dinini kabul ederek yaşarlar. Her iki dine girmeyen Türkler ise İslam Dininin kuruluşundan 300-360 yıl sonra İslam Dinine girerler. Ancak hiçbir zaman Arapların güvenilir olmadıklarını bilerek dost olmazlar. Kendi dinlerini (Gök Tengri) İslam Dinine uygun bir şekilde yaşamayı sürdürürler.

Anadolu’da Türkmen Alevi denilen Türkler asırlardır katıksız olarak Törelerini ve inançlarını sürdürürler. Arap ve Emevi kültürlerinin İslam dini diye dayattıkları geleneklerini kesinlikle kabul etmezler.

70 sene süren Türk-Arap katliamlarının en önemli noktaları ve sonuçları;

1- 100.000’in üstünde Türk katledilmiştir. (Büyük çoğunluğu erkek, ya da işe yaramayan yaşlılar)

2- 50.000’in üstünde Türk genci köle ve cariye yapılmıştır. (Sözde İslam dinince caiz kabul edilir)

3- Şehirler yağmalanmış, ganimet diye halkın her şeyi talan edilmiştir. (Türkler ser sefil olmuştur)

4- Tüm zenginlikler, tarihi yapıtlar yok edilmiş, yakılmış, yıkılmıştır. (Arap Cahiliye dönemindeki gibi)

5- Dünyanın en büyük katliamlarından biri olan “Talkan Katliamında” 40.000 Türkün kesilerek 24 kilometre yol süresince ağaçlarda sallandırılmıştır. (Arap mezaliminin tescil edildiği katliamdır)

6- Aynı şekilde “Curcan Katliamında da esir alınan 40.000 Türk’ün nehir kenarında kafaları kesilmiş, nehrin suyu kıpkızıl olmuş, cesetler yine ağaçlarda sallandırılmıştır. (Türkler yok edilmiştir. Ağıt yakacak ana yoktur)

7- “Teslim olursanız canınız bağışlanacak” sözü hiçbir zaman yerine getirilmemiş, “Şeriat söz tanımaz” denilerek kadın-erkek kılıçtan geçirilmiştir. (Bu Arapların mezalimliği İslam Dinine büyük zarar vermiştir.)

8- Araplar tarihte yaşadıkları bu en büyük yağma ve talandan çok büyük servet ele geçirmişlerdir. (Araplar mal ve mülkçe zengin olmuşlar ama itibarları asırlardır yerde sürünmektedir)

9- Türkler böyle bir vahşet ve mezalimi Çinlilerden bile görmemişlerdir. (Arapların acımnasızlığı tarihlerde kara leke olarak devam etmektedir.?

10- Bu tarihi gerçekler “İslam Dini etkilenmesin” düşüncesiyle gizlenmekte, söz edilmemektedir. (Bu da Türk Devletlerini yönetenlerin ayıbıdır. Bu korkunç kıyımları saklamak neye hizmettir.)

Sonuç:

Esir alınan Cariye Türk kadınlarının doğumlarından bugüne dek Türk/Arap karışımı ırk türemiştir. Türk Milleti böyle asimile olmuş ve Türk Ulusunun demografik yapısı değişmiştir. Bunlardan doğan nesil Çöl Bedevisi Araplar gibi giyinmek, Arap kültürlerini din zannetmek, aralarından şeyhler, müritler yaratmak, tarikatlarlar üreterek dinlerinin bu olduğunu söylemek gibi uçuk bir nesil yetiştirmek fikri bunlardan kaynaklıdır. Bilimsel ve çağdaş bir nesil bunların işine gelmemektedir. Bunlar aldatabilecekleri zır cahil nesille varlıklarını şatafat ve lüks içinde sürdürürler. Bu nedenle şeriat ve tarikat çığırtkanlığı yaparlar.

Kaynak : https://dusunhaber.com/100-bin-turk-kilictan-gecirildi-araplarin-turk-katliami/

Bir yanıt yazın

Başa Dön