KANAYAN YARAMIZ MARAŞ 46 YAŞINDA

Erdem GÜNALP

19.12.2024

Acıyla kin ve nefretle andığımız ”MARAŞ KATLİAMININ” üzerinden 46 yıl geçmesine rağmen acılarımız dün gibi tazeliğini koruduğunu bir kere daha sizlerle paylaşmak istiyorum.

Çocuklarımızın, annelerimizin, babalarımızın, bebelerimizin yeri göğü inleten çığlıkları günlerce, aylarca yıllarca boşlukta yankılandı, yankılanmaya devam ediyor.

Alevi yurttaşlarımızın yüreklerindeki yaralar kabuk bağlamadı, yaralarımız yaşamımız boyunca da kanamaya devam edecektir.

Aradan 46 yıl geçmesine rağmen acıları, çığlıkları, feryatları etkililer ve yetkililer üç maymunu oynamaya devam ediyorlar. Görmüyorlar, duymuyorlar, işitmiyorlar.                                                                                           

Hitlerin ruhu Maraş’ın üzerine çökmüş, çocukların cesetleri ağaçlara çivili, kadınlarımıza, kızlarımıza tecavüz edilmiş, Maraş’ın üstü kızıla boyanmış, öğleki Maraş’tan yükselen dumanlar, kızıllığın üzerini örmeye gücü yetmiyor.                                                                                                    

12 Mart’ın karanlık günlerinden geçen ülkemizde Milliyetçi Cephe iktidarlarının alevi canlarımızın, devrimci gençliğimizin üzerindeki ağır baskılarını, işkenceler altında sorgulamalarını unutmadık unutmayacağız.                                                                                                               

Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz diyen MC iktidarının başı Süleyman Demirel iktidarı Maraş Katillerin kirli dosyalarını zaman aşımı nedeniyle mahkemelerin tozlu raflara kaldırılması kabul etmedik etmeyeceğiz.                                                                                                                         

KATİL sürüleri için zaman aşımı olmaz, Maraş katilleri devrimcilerin ve Alevi halkının gözlerinde de KATİLDİR yaftası boyunlarında aslı kalacaktır.

HİTLER’İN RUHU MARAŞIN ÜZERİNDE BİR HAFTA GEZİNİP DURDUKTAN SONRA, ÇORUM’DA SİVAS’TA GAZİ VE ÜMRANİYE GÖRÜLDÜ.

Sistemin kronik hastalığı derinleşerek devam ediyordu, 1977 genel seçimlerinde kara oğlan Ecevit su kullananın toprak işleyenin şiarı ile dağa taşa yazan emekten yana güçlerin tek istemleri vardı..

Milliyetçi cephe iktidarı tarafından gasp edilen demokratik hak ve özgürlüklerin hayat bulmasından başka bir şey istemiyorlardı.                                                                                                           

Yapılan seçimlerde 212 milletvekili çıkaran Ecevit hükümeti otel odalarında yapılan pazarlıklarla sağ partilerden aldığı 14 milletvekili transferi ile hükümet oldu. Ama! İktidar olamadı.                                                                                                                                          

Her şeye rağmen emekten yana ezilen halklar, transferler olsa da muhalefet partisi CHP’yi iktidara taşındığını gören, sağ partiler ve para babaları piyasada gıda maddelerini, tüp ve benzin karaborsaya taşıyarak, Ülkede kaos ortamı yarattığını dün gibi hatırlıyorum, çünkü Ankara’da sendikacıydım.                                                                                                                   

Emekçi halkın siyasal bir taban oluşturduğunu, siyasallaştığını, kitlesel harekete dönüştüğünü gören faşist güçler, halk muhalefetini bastırmak, cunta zeminini hazırlamanın, planlarını yapıyorlardı.                                                                                                                               

Bunun için ezilen yoksul halklara suikastlar, katliamlar yapılmasının ön hazırlığını. Maraş katliamı başladılar. Aldıkları emirler gereği Maraş’ın çevre il ve ilçelerden, köylerden akın akın Maraş’a taşıdıkları faşist katil sürüleri Maraş sokaklarını kan gölüne çevirmenin hazırlığıydı.

Başta CİA, Mit ve Kontrgerillanın tertiplediği Maraş katliamını MHP’li sivil faşist güçlerin eliyle gerçekleştirdiler. Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz diyenler, Bu it sürülerini bu günler için beslemişlerdi.

Maraşın faşist güçler 19 Aralık 1978 günü akşam 2100 de Sovyetler aleyhtarı Güneş ne zaman doğacak filmini izlerken, faşist güçlerin içteki ve dıştaki işbirlikçi temsilcisi Ökkeş Kenger (Şemdiller) tarafından sinemaya el bombası atılır.

 Sinema salonunda bulunan faşist katillerinin temsilcisi ülkücü gençlik derneği üyesi Mustafa Özdemir sinemada bulunan seyirciye yüksek sesle “KANIMIZ AKSADA ZAFER İSLAMIN” slogan atarak kalktı kışkırtarak bu bombayı komünistlerin, Alevilerin attığını söyleyerek, halkı CHP ve TÖB-DER binalarına ve Alevilerin yoğun gittiği kahvelere yönlendirerek saldırıyı başlatıyorlar.

19 Aralık 1978 akşamı TOB-DER’Lİ öğretmenler Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu’nu katlediliyor.

21 Aralık gün öğretmenlerin cenaze törenlerinde tekrar saldırıya geçip komünistlerin ve Alevilerin cenaze namazı kılınmaz diyerek,

Önceden hazırladıkları silahlarla, baltalarla öncelikle Alevilerin ve Devrimcilerin yoğun olduğu SERİTEPE ve YÖRÜK SELİM Mahallelerinde önceden kımızı boyayla kapılarını işaretledikleri evlere saldırarak bebekleri, çocukları genç yaşlı demeden baltalarla, silahlarla parçaladılar öldürdüler.

Bu katliamı yapan Hitler ruhlu yaratıklar on yaşındaki Ali yavrumuzun vücudunu kurşunladıktan sonra balta ile parçalayarak kazanda kaynatacak kadar dindardılar, kindardılar.

Bu katliamı yapan Hitler ruhlu yaratıklar hamile gelinin karnını balta ile deşerek çocuğunu öldürecek kadar Müslümandılar, canavardır.

Bu katliamı yapan Hitler ruhlu yaratıklar analarımızı, bacılarımızı, babalarımızı, kızlarımızı çocuklarımızı tecavüz edip silahla öldürüp balta ile parçalayacak kadar yurt faşisttiler.

Bu faşist katil ve katil sürüleri Hitler gibi kana doymak nedir bilmeyecek kadar kafatasçılardı.

Değerli canlar Maraş katliamının baş sorumlusu Ökkeş Kenger (Şemdiller) Özal’ın  ANAP iktidarı tarafından milletvekili yapılarak ödüllendirildi.

Bu yetmezmiş gibi, bugünkü AKP’nin saray iktidarı sözde alevi çalıştayına, Alevilerle alay edercesine Maraş katliamının başı Ökkeş Kenger (Şemdiller) Alevi çalıştayına gözlemci olarak katıldı.

Bu zatın çalıştaya katılımı Alevi çalıştayının samimi olmadıklarının açık göstergesi değil miydi? Ama üzülerek ifade etmeliyim ki biz Aleviler anlamak istemedik.

Bilahare çalıştayın yetkili bakanı Almanya Alevi Birlikleri konfederasyonu ziyaret etti bu konuda Konfederasyon Avrupa’daki kurumlarımıza hiçbir bilgi verilmedi. MALESEF HAYIR VERMEDİ.

Kâbe’ si insan olanlar; Yaşadığımız bu acı gerçekler karşısında, özelde ”MARAŞ KATLİAMI” genelde tüm katliamlar emekten yana tüm güçlerin, ötekileştirilen halkların ve Alevileri adına bir değil, bin kere sorgulaması gerektiğine inanıyorum.                                                                                                       

Unutmayalım ki; Maraş’ta günlerce Devrimci demokrat güçler kalk komiteleri oluşturarak Maraş sokaklarında gece nöbetleri tutulduğunu hiç kimse unutmasın. Bizlerin bizden başka dost yoktur.

MARAŞ KATLİAMI; Emperyalistlerin ve yerli işbirlikçiler 12 Eylül cuntasına, Bizim oğlanlar darbe yaptı diyenlere, davetiye çıkarmalarının ayak sesleriydi.

Alevilerin, emekten yana devrimci demokrat güçlerin, ülkemizin geleceğinde söz sahibi olmak istiyorsak, öncelikle güçlerimizi birleştirerek ilkeli onurlu mücadelemizde beraber yol yürümek zorundayız. Sen yoksan bir kişi eksik olduğumuzu unutmayalım.                                                                                               

Erdem Günalp

Bir yanıt yazın

Başa Dön