Erdem GÜNALP
Dünya’nın her tarafındaki halk doğanın acı gerçeği ile her zaman karşı karşıya kaldıklarını yıllardır yaşayarak görüyoruz, yer bilimcilerimizin önemli araştırmalarına rağmen zaman belirleme önleme şansları yoktur.
Ama! Ülkemizi yöneten iktidarlar; inşaatların yapım aşamasında bina yapım ruhsatları verilirken deprem gerçeğini göz ardı edemezler.
Öncelikle yapılmış olan binaları güçlendirme ve yapılacak olan binaların kolonlarından alınan numunelerin etütlerini yaptırarak önlemleri alması halkının mal ve can güvenliğini sağlaması öncelikli görevidir.
Yeni binalar yapılırken zemin etüt sondajlarını mecburi kılarsa afet yıkımları minimuma indirmeye hatta sıfırlama şansımız her zaman mümkündür.
1. Erzincan 1939 depreminde 40.000 bin insanınız hayatına mal olmuş bu depremden dersler çıkarıp analizinler ini yaparak dersler çıkardık mı? Üzülerek ifade etmeliyim ki? HAYIR.
2. 1967 Varto, Hınıs depremleri ile ilgili bir analizler yapıp dersler çıkardık mı? HAYIR!
3. 1991 Erzincan ve Pülümür depremi için gerekli analizler yapılıp dersler çıkarıldık mı? HAYIR!
4. 1999 İzmit, Sakarya, Yalova, İstanbul avcılar depremleri için gerekli analizler yapıp dersler çıkardık mı? HAYIR!
5. Van depremi ilgili için gerekli analizler yapıp dersler çıkardık mı? HAYIR!
6. Elâzığ, Malatya depremleri ile ilgili analizler yapıp dersler çıkardık mı? HAYIR!
7. Maraş, Malatya, Mersin, Adıyaman, gibi on ilimizde yaşanan depremle ilgili gerekli analizler yapıp dersler çıkardık? HAYIR!
Değerli canlar 1999 İzmit, Sakarya, Yalova ve İstanbul depremlerinden sonra deprem sigorta kanunu çıkarıldı, bu vesileyle Türkiye genelinde tüm binalardan 25 yıldır toplanan deprem paraların akıbetini bir gazeteci O günkü Maliye bakanı olan Mehmet Şimşek’e deprem paralarını ne yaptınız, Mehmet Şimşek’in cevabı çok ilginçti, duble yolların yapımında kullandık derken yüzü hiç kızarmadı.
Ülkemizi yönetenler bu kadar büyük yıkımlara rağmen, ülkemiz dört taraflı fay hatları üzerinde olduğunu ve deprem gerçeğini hala doğru algıladıklarını düşünmüyorum.
Ülkemizi yönetenler algıladıkları tek şey var, yaşadığımız o günlerin acılarını hep beraber yüreklerimiz kan ağlayarak acılarını yaşıyoruz, ama kayıplarımızı yüreklerimize değil, toprağa sırlayarak geçmiş zaman içinde hafızalarımızı sıfırlayarak unutuyoruz.
Son 10 ilimizdeki Elâzığ, Malatya depremi acı gerçeklerimizi bir kere daha yüzümüze haykırdı, yaralarımızı depreştirdi, acılarımızı bir kez daha yüreklerimize taşıdı.
Yer bilicilerimiz ülkemiz kuzeyden ve güneyden büyük fay hatları üzerine olduğunu her söyleşilerin de dile getiriyorlar, duymayan kulaklar, duysun diye.
Ama! Duyan ’da yok, gören ’de yok, konuşan ’da yok. 85 milyon değerli halkıma sesleniyorum! Deprem sigortası için toplanan paralar halkın can güvenliği için toplanan paralardır. Bu paraları (aslında) başka bir alanda kullanma şansınız da yok, hakkınız da yok.
Saray iktidarı şunu sakın unutmayın 16 milyon İstanbul halkı deprem nedeniyle büyük risk altında olduğunu hepiniz biliyorsunuz, ama bir adım ileri çıkara, yerel yönetimlere ortak bir çalışmanızı göremiyoruz.
Değerli halkım iktidarın ülkemizdeki gelecekte yaşanmasını temenni etmediğimiz depremler konusundaki duyarsızlığını toplumsal bütünlük içinde geçmişteki yanlışlarımızdan arınabilmek için, bilimsel veriler ışığında, dikkatli bir şekilde analiz ederek, demokratik haklarımızın bizlere yüklediği sorumluluk duygusu içerisinde iktidara karşı anayasal mücadele hakkımızı sonuna kadar kullanarak sorunlarımızı çözeceğimize yürekten inanıyorum.
İktidarın geçmiş acılarımızdan dersler çıkararak deprem paraların kullanım yeri depremlerdir, DUBLE YOLLAR değildir. Yeter artık! Ülkemizi yönetenler iktidar ve yerel yönetimler öncelikli olarak, yaşadığımız geçmiş acılarımızdan dersler çıkararak önlerine ortak bir çalışma program koymalılar?
Otel yangınından birinci derecede sorumlu Kültür ve Turizm Bakanıdır, derhal istifa etmelidir, diğer sorumlularla beraber bağımsız yargıda hesap vermelidir, hayatını kaybeden insanların evlerine düşen figanların sesini duymayanlar, gün gelir onların figanlarını da kimse duymaz.
Ülkemizim de yaşanan depremlerde ve son olarak ta Bolu Kartalkaya kayak merkezinde, Grand Kartal otel yangının da hayatlarını kaybeden tüm canlarımızın ailelerinin acıların yürekten paylaşıyorum.
Ailelerine sabır ve metanet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Hakka yürüyen canlarımız ışıklar içinde uyusunlar, gökyüzü mavi örtüsü ile kendilerini sarsın sarmalasın, üşütmesin.
Erdem Günalp