BİR ANNENİN HAZİN HİKÂYESİ VE HIRANT DINK
Erdem GÜNALP
Güvercin tedirginliği ile sevdiği topraklarda yaşamını sürdüren HIRANT DINK seni koruyamayan Devlet olarak tarihteki yerimizi aldık.
Eşinizin dediği gibi çocuklardan katil yaratan bir devlet olarak ta tarihe notlar düştürenler utansın, utanırlar mı onu bilemem.
Sizin anlatmış olduğunuz çok hazin bir hikâye vardı, Sivas’ın Zara kazasında uzun yıllar yaşamını sürdüren Ermeni asıllı bir annenin hikayesi. Bu Ermeni anne yıllar sonra Fransa’ya yerleşir yaşamını orada sürdürürken, yaz tatillerini doğduğu topraklar olan Sivas Zara’nın bir köyünde geçirirmiş.
Bir yaz yine izine gelmiş ve o yaz köyünde hakka yürümüş. Köyün muhtarı bu annenin çoluk çocuğu olup olmadığını araştırırken İstanbul’a Hırant Dink’e telefon etmiş, “bir sor soruştur. Bu annenin bir tanıdığı, çocukları var mı etrafınızda”.
Hırant araştırırken bir oğlunun olduğunu öğrenir. Gider (kadının çocuğunun) kendisini bulur. Der ki; “Senin Fransa’da yaşayan bir annen var mı? Evet, var der. Peki annenizle hiç mi görüşmezsiniz? Oğlu der ki; O Türkiye’ye geldiğinde gider doğduğu köyünde (Sivas Zara) yaşar.”
Hırant köy muhtarını arar “ (O ananın) oğlunu buldum, (köye) gelecek diye muhtara bilgi verir.
Muhtarın Hırant Dink’e verdiği cevaba bakar mısınız? “Be oğlum su aktı yatağını (çatlağını) buldu, bırakın anneniz sevdiği topraklarda sonsuzluğa uğurlansın.”
Diyeceğim şudur ki; Hırant Dink sevdiği ülkesinde uyumaya devam ediyor. Ona uzanan eller bileklerinden değil küreklerinden kırılsın ki; başka kişilerin hayatını karartmasınlar.
HRANT yoldaşımız iyi ki bu topraklarda doğdun, sınıf mücadelesinin bir neferi olarak seni tanıdık.
Doğum gününde anıların önünde saygıyla eğiliyorum. Yüreklerimizde sonsuza kadar yaşayacaksın, yoldaş HRANT.
