Kenan ÜŞENMEZ
“Mustafa Kemal’in yolundan sapmam” başlıklı açıklamanın tamamı şöyle:
“Dört günlük gözaltı sürecini saymazsam, bugün cezaevindeki 6. günüm.
6 günde cezaevi yaşamına alıştığımı söyleyebilirim.
Bu kadar çabuk alışmama hayret etmiyor değilim.
Bu da mı başıma gelecekti, neden ben kurban olarak seçildi demedim, demiyorum.
İhaleye fesat karıştırmak gibi asla işlemediğim yüz kızartıcı bir suçlamayla beni linç etmeye, direncimi kırmaya ve buradan yol almaya çalışıyorlar.
Hiç kimse heveslenmesin, hiç kimse ellerini ovuşturmasın, başaramayacaklar,
Bu karalamadan alnım ak, başım dik çıkacağım.
Bu konuda fazla bir şeyler söylemek istemiyorum.
Avukatım Celal Ülgen, benimle ilgili tüm suçlamaların ne kadar hukukilikten uzak, suçlanmamın ve tutuklanmamın ise ne kadar akla ve mantığa aykırı olduğunu açıklıyor.
Bu Ülkeyi sevmenin, bu Ülkeyi aydınlıklara taşımaya çalışmanın bedeli; Sebahattin Ali, Uğur Mumcu, Muammer Aksoylar gibi öldürülmekten, Deniz Gezmişler gibi asılmaktan, Aziz Nesinler gibi linç edilmekten ve cezaevlerine tıkılmaktan geçiyorsa geçsin. Herkes bu nöbeti bir biçimde tutacak.
Bedel ödemenin sırası bende ise bundan kaçınmam.
Daha geçen yıl Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ikinci kez, Murat Ağırel’e birlikte bedel ödedi.
Seksen yaşın üzerindeki Müjdat Gezen, Metin Akpınar adliye köşelerinde Demokles’in kılıcı başlarında sallandırıldı.
Ayakta duramayacak durumlarda en genci Seksen yaşın üzerindeki 14 komutan Cezaevlerinde bedel ödemeye devam ediyor.
104 emekli amiral bedel ödemeye devam ediyor.
Yine Gazeteci Sedef Kabaş geçen ay bedel ödedi.
Hukuka aykırı olarak ve de yandaş basın destekli olarak tutuklandım. Biliyorum.
Polisler daha evime arama yapmaya gelmeden, gözaltına alınacağım haberi yandaş medya tarafından verildi. Farkındayım.
Bir kadın hekim olarak, üzerimde onurla giydiğim beyaz önlük kadar tertemizim.
Bu hukuksuzluktan beyaz önlüğüm gibi aklanarak çıkacağımdan en ufak kuşkum yok.
Hekim olarak, şu anda içerisinde bulunduğum cezaevi koşullarından çok daha kötü koşullarda 25 yıl sağlık nöbeti tuttum.
Sağlık nöbetlerimde sayısız hastamı iyileştirdim, acılarını dindirdim,
Şimdi de adalet nöbetindeyim
Ülkemin hukuk devleti olması için,
Adaletin bir an önce sağlanması için,
Hukuk adına sürdürülen haksızlıklara karşı çıkmak için,
Siyaseti dizayn etmek için, hukuk eliyle yapılan kumpas operasyonlara karşı durmak için,
Ülkemizi, çağdaş, laik, sosyal ve halkçı devlet ilkelerinden uzaklaştırılmasına karşı çıkmak için, adalet nöbetindeyim.
Hiç kimse beni merak etmesin, her zamankinden daha dik ve daha ayakta ve daha diriyim.
Hiç kimse karamsar olmasın,
Siyaseti dizayn etmek için, hukuk eliyle yapılan operasyonlara boyun eğmeyeceğim.
Cezaevine başım dik girdim, başım dik çıkacağım.
Elbette bu günler geçcek ve Bu Düzen Değişecek.
Karanlığın en koyu olduğu zaman, şafak sökmeden önceki andır.
Aydınlık günler her zamandan daha da yakındır
Şairin dediği gibi;
Saraylar saltanatlar çöker,
Kan susar bir gün,
Zulüm biter,
Menekşeler de açılır üstümüzde,
Leylaklar da güler,
Bugünlerden geriye,
Bir yarına gidenler kalır,
Bir de yarınlar için direnenler
Benim kahramanlarım, Mustafa Kemal Atatürk’tür,
Atatürk’ün Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam,
Toplumcu Sağlığın Önderi Hocam Nusret Fişek
Ve de Hocam Türkan Saylan’dır.
Güzel Ülkemin, güzel insanları için her zaman, her yerde yapılacak o kadar çok şey var ki.
Cezaevinde de yapacağım çok şey var.
Mustafa Kemal, Refik Saydam, Nusret Fişek ve Türkan Saylan’ın yolundan yürümeye devam ediyorum.
Her zamankinden daha güçlü, daha kararlı ve daha inançlıyım.”
DSP Genel Başkan yardımcısı
10/04/2022