Erdem GÜNALP
Değerli canlarım ülkemizde çocuklarımızın bedenlerine uzanan elleri kürekten kırılması gerekirken, üzülerek ifade etmeliyim ki, bugüne kadar tarikat yuvalarında, camilerde, kuran kursların yaşananlar seyirci kalan etkili ve yetkililer, çocuk yaştaki evliliklere dillerini, gözlerini ve kulaklarını kapayarak vitrinden seyirci konumundalar.
Altı yaşındaki bir çocuğumuz anne baba niteliklerini kazanmamış kişiler tarafından 29 yaşındaki tarikat lideri konumundaki geri zekalı bir kişi ile evlilik yaptırılıyor.
Sonuçta iki yıl sonra dayanılmaz hale gelen bu işkence mahkemeye yansıyor, bu olayı yazan, açığa çıkaran gazeteci arkadaşımız, linç edilmek isteniyor. Halbuki linç edilmesi gerekenleri küçücük çocuğumuza bu işkenceyi yaşatanlar olması gerekir.
Ama geçmişte bunun örneklerini çok gördük, Ensar vakfında gördük, aileden sorumlu üstelik bir anne bir kereden bir şey olmaz deyip üstü örtülmeseydi, şimdiki adalet bakanı çocuk evliliklerinde çocuğun rızası varsa evlendirilsin diyerek yaşanan bu ahlaksızlıkların üstünü örtmeye çalışmadı mı?
Tarikatların küçük çocuklarımızın beyinlerini yıkamaya çalışıyorlar yetkililer özelliklede Diyanet seyirci konumunda uzaktan seyretmeye devam ediyor.
Dinci bezirganlar hemen dinimizi kalkan olarak kullanıyorlar bunu dinle ne alakası var, Dünya’da Ülkemizde çocuk hakları diye yasaları uygulamayan yöneticiler bağımsız yargıda hesap vermelidir.
Yaşanan bu elim olaya beş ay sonra gün verenler şunu unutmasınlar hukuk bir gün hepimize lazım olacak.
Milli eğitim bakanlığı tarikatlarla ile ikili anlaşmalar yaparak eğitimin alanındaki çalışmalarda söz ve karar sahibi yapılması, eğitimin içinin boşaltılması demektir.
Şunu bilmelisiniz ki, bugün binlerce Üniversite mezunu çocuğumuz Sokaklarda boş gezen çocuklarımız sizin eserinizdir, eserinizle ne kadar övünseniz azdır.
Ülkemizin tüm şehirlerine Üniversite açmak değil, önemli olan üniversitelerde yeterli donanımlı hocalarımız tarafından eğitim verilip verilmemesidir.
Çocuklarımızı tarikat yurtlarına muhtaç kılan yöneticiler, kendileri üç beş maaş alarak refahlarının zirvesini yaşamaya devam etsinler.
Bizler tarikat yurtlarına mahkûm edilen Enes çocuğumuzu unutmadık unutmayacağız.