Tüm savaşların kökeninde, inanç, kültürel ile çıkar aykırılıkları vardır. Tüm dönemlerde, yeryüzü güçlü egemenlerin görüşleri, çıkarları doğrultusunda savaşlarla biçimlendirilir.
Bunun sonucunda, “barış, özgürlük, kişi kazanımları” gerekçesiyle girdikleri ülkeleri bölüp birbirleriyle çatıştırırken, kendileri iyi adamı, tüzeyi(hukuğu) koruyan hakem görevini üstlenirler, sen onların asla gitmesini istemezsin.
Onlara yataklık edecek, öbeklere ülkeden büyükçe bir parça vereceklerine söz verirler, sözlerini de tutarlar. Artık o ülkenin adı, “barış” değil, “ölüm” ülkesi olur. Onlar güdümlü çalışacak kişileri yeni kurulan devletin başına getirirler. O ülkede, ölüm yaşamın kardeşi olur. Önünü göremezsin. Yaşamak için ülkeni terk edersin. Tüm varlığını, gelecek için düşlerin yıkılır. Sevdiklerin, güvendiklerin, yürekli aydınlar bir bir öldürülür.
Yine yanlış ata oynanmış, seçimi kaybeden Trump’a oynanmış, ancak Biden kazanmıştır. Haydi şimdi tarafsız kalmamanın bedelini öde bakalım!
ABD, Fransa, Almanya, İskandinavya’da, Yunanistan’da ışıklı tabelalar, posterler, açık açık yazıyor; 4000 kadın tutukevlerinde, 3000 çocuk onlarla birlikte, düşüne yazan aydınlar tutuklu, diktatörlük bitsin diye, açık açık yazıyorlar.
Kıral Hüseyin ile Muammer Kaddafi’nin ülkesine, “Barış ile Demokrasi” getirmek üzere saldırmadan önceki duruma ne de çok benziyor. İçerde geçim sıkıntısı, her gün kalkan cenazeler, şehitler, öldürülenler, kadın ile hayvan cinayetleri. Düşünmek, yazmak, konuşmak yasak.
1. ABD, hemen Trakya sınırının bir karış ötesine 20 bin er, 30 bin zırhlı araç, ağır silahlar indirmiş. Savaş, parayla değil altınla olur. ABD’nin 8000 bin ton altını var.
2. Papa, Irak ile Kürdistan bölgesini ziyaret ediyor. Türkiye’nin yarısını aldıkları haritayı kutsuyor. Müslüman ülkesinde papanın ne işi var deme. Savaşların yönetildiği yer tüm tarih boyunca Vatikan olmuştur.
3. İsrail Başbakanı Netenyahu bugün Birleşik Arap Kırallıklarına ilk kez gidiyor. Oysa sen Araplarla kavgalısın.
Bak oğlum! ABD’nin bu yaşamda iki tane dostu vardır. Biri İngiltere, ötekisi İsrail. Sen, ne AB, ne de ABD’nin dostu hiç olmadın, hiç olamayacaksın.
Kaldı ki sen, tüm uygarlığa aykırısın!
Tüm sınırlar boyunca Türkiye’nin dostu yok.
ABD, Fırat’ın doğusundaki petrol kaynaklarına oturmuş, Rusya’da batısındaki yatakları paylaşmışlar. Sende onların çıkarlarını korumak üzere devriyeye katılmışsın. Adamlar sana gülüyor.
Karayılan ile Cemil Bayık’ı Kandilli’den almana ABD izin vermiyor. PKK’yı açık açık silahlandırıyor. PKK, PYD ile YPG’nin 120 bin silahlandırılmış ordusuna “Onlar ABD ileri güçleridir” diyor. Onlar güney sınırda.
ABD, S400’leri kurdurmuyor. Orduyu son 20 yıldır eylem sürdürerek güçten düşürmüş.
Birileri halen Biden’den telefon bekliyor
Sen Homo Eraktus musun?
Telefon çoktan gelmiş.
Tek duymayan sen misin?
Nasıl bir Kaddafi için bütün Libya yıkılmış, nasıl bir Kıral Hüseyin için tüm Irak paramparça edilmiş milyonlar ölmüşse, umarım benzer olaylar ne biz de, ne de komşumuz İran’da olur.
Olmaması sana, bana, bize bağlı.
Ülkemizin korunmasını Tanrı’dan bekleme. Korusaydı eğer, Suriye’de 1,5 milyon, Irak’da 2,5 milyon müslüman Arabı korurdu.
Atatürk de, “Allah korusun” demedi, kendi bileğini öptü.
Ancak, yüzyıl önceki o savaş türleri bitti artık. Şimdi teknoloji oturduğu yerden savaşıyor.
Sen, sana söylüyorum! Sakın ha, “ABD gelsin Türkiye’nin sorununu çözsün” diyorsa eğer, ülkenin kan gölüne çanak tutuyorsun demektir.
Çözüm, ülkemizin başına çorap örülmeden, demokratik Atatürkçü düzene dönmektir.
Sen de, yoksa, “Mavi gözlü Atatürk’ü bekleyenlerden misin?”, yoksa “Allah korusun” diye, kurtuluşu kendi dışında arayanlardan mısın?
Sen, ben, biz böyle düşündüğümüz için bu batağa girdik.
Tek çözüm, demokrasi, eşitlik, tüze(hukuk), üretim, halkın katılımcı yönetimidir.
Homo Sapiyens Sapiyens olmadan çözüm bulmak güç. Ancak, olasılık yok değil. Emperyalizme karşı tek güç olmak gerek.
Uyan artık Türkiye!
Kolay gelsin.
Esen kalın