ATATÜRK Matematiksel Mantığa Göre Her 1000 Yılda Bir Yetişiyormuş (2)

ÜLGEN TÖLGE

Sosyolog ve Siyaset Bilimci

Atatürk’ün yetişme sürecinin matematiksel mantığı üzerine çok düşündüm ve bir şey keşfettim:

Atatürk her 1000 yılda bir yetişiyormuş. Nasıl mı? Biz Türkler olarak kendimizi kirli Arap ideolojisinin kaba kılıcı olarak tanımlayıp hiçbir medeniyet tesis etmeden oraya-buraya sokuluşumuz tam 1000 yıl sürdü. Tam 1000 yıl. 1000 yıl boyunca Arap ideolojisinin savaş ve ölüm saçan cihat hükmü uğruna milyonlarca Türk akın akın ölüme gittik. 1000 yıldan sonra Arap ideolojisinin dünyayı “İslam yurdu ve savaş yurdu” olarak ikiye bölüp ebedi savaş ve nefret çağrıştıran söylemine karşı Atatürk “yurtta barış- dünyada barış” diye ebedi barış söylemini ve uygulamasını tarihe yazdı.

1000 yıldan sonra. 1000 yıl bir karanlık tarih ve sonra aydınlatıcı bir rehber!

Atatürk’ün tüm uygulamaları İslam Orta Çağ Karanlığının ve savaş çağrıştıran nefret söylemlerinin karşıtı olmuştur. 1000 yıl ömrümüz ve yaşamımız boşuna harcandıktan sonra yetişen bir erdem, tarihsel vizyon belirleyen bir üstinsan.

Şimdi siz her 1000 yılda bir kez yetişecek olan şahsiyetin yetişmesini bu denli kısa zamanda mı beklersiniz? Atatürk’ten esinlenmek başkaca konu, ama Atatürk gibi bir uygulayıcı yetiştirmek de başkaca konu.

Esinlenmeyen var mı son 100 yılda Atatürk’ten? Erdoğan Mısıra gittiğinde Mısır aydınları “Bundan bizde bolca var, her İHVANCI bir Erdoğan. Bize yollayacağınız olacaksa Atatürk yollayın!” diye yazdılar.

Dediğiniz Iraklıların aydınları bile bir Atatürk yetiştirme hasretindeler ve bu isteklerini açıkça da beyan ediyorlar. Bir Atatürk yetişseydi Irakta ülke ABD-Iran savaş meydanına dönüşür müydü? Bir Atatürk yetişseydi, Libya bölünür müydü? Unutma, Atatürk Osmanlıya ait rütbelerini söktüğünde Osmanlıya ait tüm zihniyeti de söküp atmıştı. Elleri boş ve cepleri bomboş. Emrinde askerleri ve orduları yokken emrinde tümenler olan Karabekir gibi komutanlara vardığında Karabekir o elleri boş, cepleri boş, emrinde asker olmayan, hatta Osmanlı şeyhleri tarafından hakkında ölüm hükmü çıkan kişinin emrine girdi ve diğerleri de.

Resmi devleti bırakıp bir kişinin emrine girdiler. İlginç değil mi? Neden? Bu konuyu hiç düşündünüz mü? Aynı hareketi orduları olan Karabekir, ya da başkaları başlatamaz mıydı? Neden resmi devlet tarafından hakkında tutuklama emri bulunan Mustafa Kemalin emrine girdiler? Çünkü O, bir Önder’di. Ülkesini seven ve Anadolu’da varlıklarını koruma bilincine eren her Türk O´nun önder olduğunu gördü de ona göre. Yoksa hakkında tutuklama emri bulunan kişiyi yakalayıp İstanbul’a göndermekle daha büyük makamlara da yükselebilirlerdi. Ancak O´nun bir ÖNDER olduğunu sezdiler. Onuru ve şerefi Osmanlının emrinde bulunmakta değil, O´nun emrinde bulunmakta gördüler.

Her 1000 yılda bir yetişen bir ÖNDER. 1000 yıl Arap ideolojisi uğruna medeniyetleri yok eden Türkleri ehlileştiren bir kurtarıcı. Tam 1000 yıl. Ne denli de uzun süre, 1000 yıl! Sonra da bu önder emperyalistlerin kendi ülkelerinde yurttaşlarına uyguladıkları hakları kurduğu ülkesinde uygulamaya çalıştı. Çünkü Fransız dilini bildiğinden Avrupa’nın 400 yıllık gelişme ve aydınlanma devirlerinden yüksek düzeyde haberdardı.

İşte böyle bir önder her devirde yetişmez, yetişemez. Ancak, olayın ikinci tarafı ABD-nin Iraktaki uyguladığı işkenceler falan abartı. Nedenini anlatacağım. II. Dünya Savaşından sonra Almanya, Japonya, Kore,  ABD tarafından işgal edildi. Hala o ülkeler işgal altındalar. İşgal altındalar, ama ekonomi, demokrasi, uygarlık açısından dünyanın süper güçleri oldular.

Güney Kore nerdeyse geri kalmış miskin bir ülkeydi. Ama şimdi, dünyanın teknoloji öncülerinden biri. Ekonomisi büyüdü ve hızla da sıçrama yolunda. Neden? Çünkü fırsatı değerlendirdiler de ona göre. Atatürk sonrasıysa, Kore’yle, Japonya’yla kıyasta Türkiye’de nerdeyse gelişme olmadı?

Neden?

Çünkü Osmanlıcılık dirildi, bir diyanetin bütçesi 5 bakanlık bütçesine bedel oldu da ondan.

Din vurmuş olan bir ülkenin tarihte yükseldiğini görmüş müsünüz? Göremezsiniz. Peki, Irak neden Güney Kore, Japonya, … gibi bu fırsatı değerlendiremiyor? Çünkü Arap ideolojisi bilim, ilerleme düşmanıdır ona göre. Önce bunu saptamamız gerek. Arap ideolojisi bir mollanın yağma yapmasını yeğler de o yüzden.

ABD, ya da her hangi Avrupa ülkesi asla despot Müslümanlar denli (kadar) insan katl edemez. Saddam’ın, Humeyni’nin katl ettiği denli (kadar) Batı gücleri insan katl edemez, edememişler. 40 gün önce sokak gösterilerinde 5000 genç adam İran’da katl edildi. Bir yıl öncesinde de o denli öldürülmüştü. O zaman bu sorun nasıl çözülecek?

İslam Orta Çağ Karanlığını kapatacak.

Atatürk’ün yetişmesi için 1000 yıl beklemek mi gerekir?

Bir yanıt yazın

Başa Dön