ERDOĞAN VE TUFAN : MÜLKİYETSİZLEŞTİRME

Sadi ÖZGÜL

20.05.2023

AKPartili kardeşlerimiz Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçim çalışmaları için sağda solda; “ekonomi kötü değil, ülke battı diyorlar ama batmıyor, boş konuşuyorlar, bırakın bu CEHAPE ağızlarını, Reis bu işi biliyor, herkesin işi tıkırında, biraz objektif olun” diyorlarmış.

İşini bildiğini söyledikleri reislerinin 21 yıllık iktidarlarında dış borcumuz 31 Aralık 2022’de 459 milyar $’a ulaştı. Borçların geri ödemesinde ise 2023 sonu itibarıyla 203 milyar $ ödenmesi gerekiyor.

Hazine tamtakır, Merkez Bankası rezervleri ise swapları ve özel bankların Merkez Bankası’nda bulundurmakta zorunlu olduğu kendilerine ait dövizleri de çıkardığınızda şimdilik -72 milyar $ gibi korkunç bir rakam ortaya çıkıyor. Merkez Bankası İflas etmiş. Ama müflis tüccar gibi bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Peki öyleyse, son çare olarak şehit kanlarıyla kurtarılmış ülkemin Hazine arazileri satılsa bu ödemeyi karşılar mı?

Hayır. Çünkü toplamı 150 milyar $ ediyor. Erdoğan hükümeti bunu varlık fonuna acil devredip toplu satış yapmaya kalksa ancak 100 milyar $’a arkasında İngiltere’nin olduğunu Katar’a satabilir.

– AKPartili kardeşlerimiz bunlara ses ses çıkarmayıp neden hala ekonomi çok iyi diyorlar?

– Bizi salak ya da geri zekalı falan mı zannediyorlar?

– Yoksa bunlardan haberleri mi yok?

– Bu durumda asıl geri zekalı yada salak onlar olmaz mı?

Velhasıl kelam;

Bu bağlamda daha birçok konu var.

– Kur korumalı mevduat hesaplarının hazineye verdiği zararlar.

– Altın rezervlerimizin hızlı erimesi.

– Çift kur sisteminin zararları

– Botaş’ın Rusya’ya olan doğalgaz borçlarının ötelenmesi

– Konut fiyatlarının dolar cinsinden 2 katına çıkması.

– Hazinenin borçlanma maliyetlerinin rekor seviyeye ulaşması.

– Daha nice ekonomik olumsuzluklar

Onları da burada detaylandırarak yazsam ağlarsınız ağlar.

İlk okuduğunuzda “yok artık uçmuşsun” diyebileceğiniz bir kurgu senaryo üzerinde kafa yoralım.

“Ben ekonomistim” diyen ama geçmişte bir sucuk fabrikasında çalışırken ön muhasebecilikten öteye ekonomi bilgisi olmayan Erdoğan iktidarda kalmaya devam ederse bırakın iç borçları, dış borçların ana parasını faizlerinin ödenmesi için sahibi olduğumuz konutların ilk etapta %30’una el koyup, hazineyi tapularımıza ortak ederek dış borçlarımıza teminat olarak göstermeyeceğini kim garanti edebilir. Bunun devamında Türk halkını mülkiyetsizleştirme gelecektir. Zaten yürürlükte olan mülkiyet yasası bunu yapmasına uygundur. Emekli olduğunda bile “Türk halkı mülkiyetsizleştirerek vatana ihanet etti” iddiasıyla soruşturma bile açılamaz yargılanamaz.

Şimdi buna “uçmuşsun” diyenlerle beraber hep birlikte göreceğiz ebemizin örekesini…

Peki bu olumsuzluklardan kurtulmanın yolu var mı?

Elbette var.

Bu kurtuluşun anahtarı Prof. Dr Mete Gündoğan hocanın kurucusu olduğu ve içinde olmaktan şeref duyduğum, İktisat Hareketi’nin Borca Dayalı Olmayan Para Sistemi ve Adil Bölüşüm ekonomi programındadır.

Ayrıca Mete Gündoğan hoca’nın Refah-Yol hükümeti döneminde hazinenin çok yüksek faizle borçlanmasını ortadan kaldıran ve o gününün şartlarına göre devrim niteliğinde olan ‘Havuz Sistemi’ nin de mimarı olduğunu özellikle belirtmek isterim

Bunları şimdiden bilseniz iyi olur…

Sadi ÖZGÜL

Bir yanıt yazın

Başa Dön