2023 YILI SAVAŞLARIN, AÇLIĞIN VE YOKSULLUĞUN YILI OLDU

Erdem GÜNALP

02.01.2024

Değerli yol arkadaşlarım yirmi bir yıldır Ülkemizi yönetenler kin ve nefret duyguları ile halkını ayrıştırarak, kutuplaştırarak açlığı sefaleti halkına reva görmek yetmiyormuş gibi geçmişte yaşadıklarımız, ders çıkarmayanlar, geleceğimizin habercisi olur, şehit olan 12 askerimizin evlerine düşen acıları paylaşmak cenaze törenine katılmak her insanı vicdani duygusudur.

Ana muhalefet partisini lideri Özgür Özel Manisa’da protesto eden bindirilmiş tugayları geçmişte Ankara Çubuk’tan tanıyoruz.

Saray müdavimi ne diyor cenazede “Show (şov) yapıyor” diyor. Bu nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil. Ama kendisi geçmişte Trabzon’da yine bir şehidimizin cenaze törenine katılmıştı, bir elinde mikrofon diğer kolunun dirseğini cenazenin tabutunun üstüne koyarak siyasi nutuk çektiğini kimse unutmadı.

Cenazelerin geldiği gün, daha cenazeler toprağa verilmemişti. Aynı gün kendisi bir toplantıda mikrofon elinde yerel seçimlerin propagandasını yapıyor, aynı gün TRT televizyonunda müzik eğlence programları hız kesmeden devam ediyordu.

Ne oluyor ey haklım insanlığımızı kaybetmiş durumdayız. 12 yoksul ailenin yuvasına ateş düşmüş, ölüm helvaları kavruluyor iktidar malikleri elinden gelse şehit cenazelerine katılan muhalefet partilerinin liderlerini taziyelere sokmayacak kadar şuurlarını yitirmişler.

Halkımız kederde ve tasada iyi günlerini, acı günlerini beraber yaşayamıyorsa gelecek kuşaklarımıza nasıl bir ülke bırakacağımızı dünden daha fazla düşünmek zorunluluğumuz olduğunu kimse unutmasın.

Ülkemizi 21 yıldır yöneten saray iktidarı kin ve nefret tohumlarını ekerek halkımızı kutuplaştırmaktan vaz geçmeye davet ediyorum, bu çocukluk hastalığından vaz geçmezseniz, unutmayı ki, bu yıkıntının altıda sizlerde kalırsınız.

Özelliklede tarikat yuvalarında küçücük çocuklarımızın bedenlerine uzanan karanlık ellerin, hala sokak ortalarında yavrularını gözleri önünde katledilen kadınlarımızın, yaşamını elinden alan aşağılık nesnelerin mahkemelerde iyi halden, halkın içerisine salıverilmesi acılarımıza acılar katmaya devam ediyor.

İktidarlarını ayakta tutmak için Dünya’da savaşlardan beslenen hokkabazlar mazlum halkların acılarını kanıksamayan, acılarına sırtını çevirenlerin insan olma duygularını yitirmiş zavallı yaratıklar şunu unutmayın? Cehennem dediğin dal budak yoktur, herkes ateşini buradan götürür.

Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki; “bana dokunmayan yılanlar bin yıl yaşasın” sözlerini kendilerine kılavuz yapanlar, şunu unutmasınlar, bu yılanların bir sonraki durağının sizler olacağını sakın unutmayın.

İktidarın halkın üzerindeki baskı ve korku imparatorluğu yaratığınızın farkındayız, geçmişte askeri cuntanın yapmış oldukları baskıları, katlayarak halkına reva görenler şunu unutmasınlar!

Dünya’da bu baskıları ve korkuları yaratanlar iktidarlar tarihin kara sayfalarında kaybolup gittiler, hiçbir baskıcı iktidar kalıcı değildir ve olmayacaktır.

Ülkemizde yaşanan bu haksızlığa hukuksuzluğa karşı çıkmanın yolu örgütsel bütünlükten geçtiğini düşünenler, soranlar, sorgulayanlar, eleştiri ve öz eleştiri yapabilen sosyal demokratlar, sosyalistler, komünistler emekten yana olan tüm yoksul halklar yeni yıla girerken bütünlük içerisinde yol yürümek zorunluluğumuz vardır.

Çünkü; Haksızlık karşısında örgütsel birlikte sevgi vardır, saygı vardır, güven vardır.

Gün birlik bütünlük günüdür. Hukukun, insan hak ve özgürlüklerinin yok edildiği bir zaman diliminden geçtiğimizi hepimiz biliyoruz. İşçi partisi Hatay Milletvekili Can Atalay örneği gözlerimizin önünde, Anayasa Mahkemesi iki sefer hak ihlali kararı vermesine rağmen hala tutukluluğu devam ediyor. Anayasa hukuki olarak en üst mahkemedir, karaları tartışılamaz, Can Atalay hemen tahliye edilmelidir.

Çocuklarımız Dünyaya gelirken hiç birimizin annemizi, babamızı, cinsimizi, ırkımızı, dinimizi, dilimizi ve kimliğimizi seçme hakkımız yoktur. Ama! Ortak olduğumuz nokta sınıfsal olarak bulunduğumuz yerdir. Çünkü! Yaşadığımız Evren’de as olunan onurlu bir şekilde yaşamaktır, el etek öpmeden, boyun eğmeden, teslim olmadan yaşamaktır.

Ülkemizde yönetenler devletin imkanları ile yapılan yolları, köprüleri ve şehir hasta hanelerini bizlere lütuf olarak sunamazlar, unutmasınlar ki, halktan topladıkları vergilerle yapılan hizmetlerdir.

Devletin farklı kademelerinde görev yaparak, maaş alanların karşılığında hizmet sunma zorunluluklar vardır, bu hizmetleri halka bir lütufmuş gibi sunmak isteyen haramzadeler, halkı açlığa, yoksulluğa, işsizliğe mahkûm ettikleri halde, oturdukları koltuklarından kalmak istemiyorlarsa, altlarında bir şeylerin biriktiğinden dolayı kalkamadıkları bir gerçek.

Temennim odur ki; Bağımsız yargı bir gün kendilerini kabul edecektir, bu haramzadelerin altlarındaki birikintilerin neler olduğunu hep beraber göreceğiz.

Charles Darwin güzel bir sözü var; “Sizleri cennet vaadi ile kandırıp açlığa yoksulluğa mahkûm edenlerin yaşamlarına bir bakın, bu Dünya’da cenneti yaşadıklarını hepimizce malum.”

2024 yılına kucak açarken, tüm halkın farklılıklarından kaynaklanan ırklarını, renklerini, dinlerini, dillerini, düşüncelerini ve kimliklerini bir zenginlik olarak koruyarak, sınıfsal bir bütünlük içerisinde hareket etmenin, bizlere yüklediği bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum.

Canlarım zaman ayrışmanın değil, ezilen yoksul halkların birlik olma zamanıdır.

2024 yılının Anaların gözyaşlarının akmadığı, sokaklarda kadınlarımızın, kızlarımızın öldürülmediği, çocuklarımızın taciz ve tecavüze uğramadığı, çocuk gelinlerin yasaklandığı bir yıl özlemimle sizlere sevgilerimi saygılarımı gönderiyorum.

.

Tüm dostlarımın, canlarımın, yoldaşlarımın 2024 yılınızı yüreğimden gelen sevgimle kutluyorum, doğanın filizlenip sevgi tomurcuklarının yeryüzüne dal budak salmasını yürekten diliyorum.

2024 yılı AYRIŞMANIN değil, BİRLİKTELİĞİN yılı olması özlemimle.

Dostlarım yüreğinizden sevginizi, yüzünüzden tebessümünüz eksik olamasın.

Nazım Hikmet Ran şairimizin güzel bir sözüyle bitireyim yazımı.

“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür,

Bir orman gibi kardeşçesine.

BU HASRET BİZİM.”

Erdem Günalp

Bir yanıt yazın

Başa Dön